Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP Bornova Belediye Başkan Aday Adayı Helil Kınay, çalışmalarını ve nasıl bir Bornova hedeflediğini anlattı. CHP'de yaşanan değişimin sahada olumlu bir rüzgar yarattığını kaydeden Kınay, "İzmir, Türkiye'de değişim istediğini çok net şekilde ortaya koymuştu. Partide de bir demokrasi mücadelesiyle gelen değişim İzmir'e çok olumlu yansıdı. Biz sokakta değişimin olumlu etkilerini görüyoruz. Bu değişimin yerel seçimlerde Türkiye'ye önderlik edeceğini de görüyoruz" dedi.
"ÖZEL'İN KADIN VE GENÇLERE BAKIŞININ SOKAKTA YANSIMASI VAR"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in kadın ve gençlere yönelik söylemlerinin çok kıymetli olduğunu ve kadınlar ile gençlerde karşılık bulduğunu dile getiren Kınay, "Türkiye'de kadınlar en çok darbe yiyenler, yok edilmek istenenler. Çağdaş, aydınlık bir ülkenin karanlığa sürüklenmesi noktasında ilk hedef gösterilenler. Kadınlar olarak var olma mücadelesinin içinde CHP Genel Başkanımız Özgür Özel'in de kadınlara ve gençlere dair bakışı çok değerli. Bunun da sokakta yansıması var. Biz kadınlar her alanda olduğumuz gibi siyasette de var olarak, daha güçlü olarak diğer kentlere ve ülkeye de önderlik edeceğiz" diye konuştu.
"GÜCÜMÜZÜ BİRLEŞTİRMEK ZORUNDAYIZ"
CHP'nin İzmir'de belediye başkan aday adaylığı başvuru sayısında rekor kırmasının sorulması üzerine ise Kınay, "Ülkeyi değiştirmek, ülkenin içinde bulunduğu kaderle mücadele etmek amacıyla çok fazla arkadaşımız elini taşın altına koymak için niyet birliği yaptı. Ben bunu çok değerli buluyorum. Hepimiz sesimizi duyurmak, gücümüzü birleştirmek zorundayız. Birçok arkadaşımızın bu mücadeleye destek vermesi istemesi çok değerli. Partimizin de sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla yerelden başlayan mücadeleyi ülkenin geneline yayacağı süreçte en doğru tercihleri yapacağından eminim. Kim belediye başkan adayı gösterilirse gösterilsin tüm aday adayı arkadaşlarımızın ona destek olacağını ve bu mücadelenin içinde yer alacağına inanıyorum" değerlendirmesi yaptı.
"BORNOVA'YA ÖĞRENCİ OLARAK GELDİM"
Kınay, saha çalışmaları ve projelerine ilişkin de soruları yanıtlayarak şu açıklamalarda bulundu:
Yaşamın her alanına dokunan, bir mühendis olarak, bir kadın ve bir anne olarak, bir kamu görevlisi olarak, kanundan, toplumdan yana bir savunucu olarak mücadelenin içinde yer aldım. Ben Bornova'ya bir öğrenci olarak gelmiş, yurtta kalmış, öğrenci evinde kalmış, yeni mezun genç bir mühendis olarak iş aramış, yeni mezun olarak kiralık bir evde yaşamış, kamu görevi yapmış, hayatın tüm aşamalarını Bornova'da geçirdim. Bornova'da yaşıyorum. Farklı kimliklerimle yaşadığım artılarım, eksilerim var. Hayatımın tüm döneminde yaptığım çalışmalarda Bornova'da izler taşıyarak yürüttüm. Bornova bir öğrenci kenti, hastanelerin, sanayi tesislerinin, tarımın olduğu, kültürel zenginlikleri olan bir kent. Ben de yıllardır Bornova'dan taşıdığım değerleri İzmir'e ve hayata aktardım yıllardır, şimdi de İzmir'den ve hayattan taşıdığım değerlerle birleştirerek borcumu ödemeye çalışıyorum.
"DOĞRUDAN KATILIMCI ANLAYIŞI HAYATA GEÇİRECEĞİZ"
Özellikle gençler ve kadınların yaşadığı sorunları çözmek üzerinde yapacağımız çalışmalar var. 45 mahallesiyle, her mahallemizin kendine özel sorunları, değerlendirmeleri var. Herkese eşit, adil bir yaşam mücadelesini vereceğiz. Tüm canlılara ulaşmak üzerinden çalışmaları büyütmek, eksikleri tamamlayarak daha iyiye götürme hedeflerimiz var. Her mahalledeki her insanımıza, canlımıza yönelik zengin değerlendirmelerimiz var. Kimsenin ötekileşmediği, herkesin sorununun, ihtiyacının doğru tespit edilmesi, eşitlik ve adaletin de doğru temsil edildiği bir yönetim anlayışıyla beraber hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bunların hepsini sokakla, halkla birlikte yapacağız. Doğrudan katılımcı anlayışı doğrudan hayata geçirerek yapacağız tüm bunları. Herkesin sesiniz, sözünü duyan, herkesin derdine derman olan bir yönetim hayal ediyorum ve bunu gerçekleştireceğimi biliyorum.
"ÇİMENTO FABRİKALARI VE TAŞ OCAKLARI İÇİN ORTAK AKILLA ÇÖZÜME KAVUŞTURULMALI"
Ben, Çevre Mühendisleri odası başkanlığı yaptığım süreç boyunca, İzmir'in planlanması, çevre sorunları üzerine raporlar yayınladım. İzmir'in yükünü taşıyan Aliağa'daki sanayi, Bornova'daki çimento fabrikaları, taş ocakları, bir taraftan kentin yaşamsal ihtiyaçlarını sağlayan ama bir taraftan da yaşamsal ihtiyaçların getirdiği çevre sorunları ve risklerini de barındıran bir sistem. Kentler, ülkenin ve iktidarın da getirdiği kentleşme politikalarıyla birlikte sanayi ve kent iç içe kaldı. Maden sahalarıyla tarımın çatıştığı bir sahaya döndü. Biz bunların doğru ve planlı şekilde olması gerektiğini yıllardır savunuyoruz. İzmir'e baktığınızda, Türkiye'nin her bölgesinde olduğu gibi bu yanlış ve eksiklerin yaşamımıza yansıyan hatalarını görüyoruz. Bornova'daki çimento fabrikaları ve taş ocakları bu örneklerden bir tanesi. Kentle iç içe geçmiş yaşamın getirdiği sıkıntıları bu firmalar ve sektör de yaşıyor, kentte yaşayanlar da yaşıyor. Dolayısıyla bunu en hızlı şekilde planlamak gerekiyor. Bu tesislerin doğru ve düzgün şekilde kentin dışına çıkartılması gerekiyor. Bu noktada da ekonomik, sosyal ve kentsel doğru yönetim anlayışının ortaya konulması gerekiyor. Halk sağlığı ve çevre sağlığını göz önüne alarak, mevzuat çerçevesinde sektörün de sürdürülebilirliği noktada bu niyetleri ortaya koyacağım.
"HİZMETLER İHTİYACA GÖRE EŞİT VE ADİL DAĞITILMALI"
Temel belediyecilik hizmetlerini proje olarak tanımlamak doğru değil. Bunların kentin her köşesine eşit ve adil dağılması, ihtiyaca göre eşit ve adil dağılması önemli. Ben en önemli proje ve çalışmanın bu olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de özlediğimiz gerçek katılımcı anlayış çerçevesinde, gerçek demokrasi anlamında kentin dinamikleri, belediyenin personeli, dinamikleri, meslek odaları, akademisyenlerin de olduğu değerlendirmelerle ortaya konulacak projeler önemli.
"ÖRNEK ALINACAK KADIN BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İÇİN YOLA ÇIKTIM"
Örnek aldığım belediye başkanları var. Kadın belediye başkanlarının çok olmasını istiyorum. Ben örnek alınacak bir kadın belediye başkanı olmak için bu yola çıktım. Tüm belediye başkanlarımızın en iyi yönlerinden kendimize ne alabiliriz diye baktık. Hepsi birbirinden değerli. Kadın olarak bu mücadeleyi yürütmeleri en önemli paydaş. Bornova'da da 30 yıl önce Aysel Bayraktar tek kadın belediye başkanı oldu Bornova'nın. Benim de üniversite öğrencisi olduğum dönemde belediye başkanıydı. Ben de öğrenciyken bana kucak açan Bornova'da bu bayrağı alıp bu görevi devam ettirmek istiyorum. Tüm doğru örnekleri bir araya getirmek ve yeni örnekleri hayata geçirmek zorundayız. Kadın olarak ben de varım demek çok önemli.
"ÇOK DAHA FAZLA OY ORANIYLA SEÇİLECEĞİM"
Bornova'daki değerlendirmelerde mevcut belediye başkanımız Mustafa İduğ, yüzde 58 civarında, - yüzde 60 diyelim - bir oy oranıyla göreve geldi. Aslında yüzde 40'lık bir payımız var. Biz aday olarak gösterildiğimizde, herkese dokunacağız ve çok daha fazla bir oy oranıyla bir kadın belediye başkanı olarak da, CHP'nin sosyal, demokrat, halkçı belediyecilik anlayışını ortaya koyacak bir belediyecilikle çok da yüksek bir oyla seçileceğimi, 5 yıl sonra da oy oranı olarak çok daha farklı bir yerde olacağımızı emin şekilde biliyoruz.
"AÇLIKTA, YOKSULLUKTA EŞİTLENDİK"
Ben yeni sahaya çıkmadım. Hayatım boyunca sahadaydım. Sesi duyulmayan, gidilemeyen yerlerde olmaya çalıştım. Tüm mücadelelerde güçsüzlerin yoksulların yanında olduk. Milletvekili adayı olarak da sahadayken AKP seçmeniyle olmaya çalıştık. Çünkü ülke olarak bir araya gelemeyen bir noktadayız. Bunu kırmalıyız, derdimiz aynı. Hepimiz açız, hepimiz yoksuluz, açlıkta, yoksullukta, eşitsizlikte, adaletsizlikte eşitlendik. Bunların hepsinde engelliyiz. Tüm sorunlarımız ve bunların çözümleri aynı. Bunu bilerek yaşamalıyız. Bir belediye başkanı olarak yereldeki mücadeleden ve örgütlenmeden bunun yolunun geçtiğini çok iyi biliyorum. Bornova'da özellikle AKP ve farklı parti seçmeninin olduğu yerlerde dolaştığımızda bu samimiyet, bu güven, neye ihtiyacımız olduğunu doğru anlattığımızda oy oranının arttığını görüyoruz. Bizim amacımız oy almak da değil, ben bir belediye başkanı koltuğuna sahip olmak için bu yola çıkmadım. Daha iyi bir yaşamı birlikte büyütmek inancıyla, yıllardır yürüdüğümüz yolda, ona dayatılan hayatı yaşamak zorunda olan insanlara el uzatmak için bu avantajı kullanmak için bir mücadele yürütüyoruz. Bu koltuklar ve bu güç bize bu avantajı veriyor”
