YEREL YÖNETİMLER

Buca'nın genç Başkanı Duman'ın bilinmeyenleri... Sokaklarında Ramazan pidesi sattığı ilçenin başkanı oldu!

Abone Ol

Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İsmini CHP İzmir İl Başkan Yardımcılığı yaptığı yıllarda, Balkan Buluşmalarıyla duyuran Buca'nın genç belediye başkanı Görkem Duman ile Gölet'te bir araya geldik. Su kaplumbağalarını, ördekleri, karabatakları ve balıkları besleyerek Duman'ın bilinmeyenlerini sorduk.

Bayrama özel GÜNDEME BAKIŞ'a açıklamalarda bulunan Duman, nasıl bir çocuk olduğunu, siyasete ilk ilgi duyduğu anı, eğitim ve iş hayatını anlattığı söyleşimizde samimi ve içten tavırlarıyla dikkat çekti. İş hayatına henüz 5 yaşındayken başlayan, Ramazan Ayında Buca'nın sokaklarında Ramazan Pidesi satan, eğitim hayatı boyunca hem çalışan hem de Türkiye'nin en iyi üniversitelerinden Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü'nü kazanan Belediye Başkanı Görkem Duman'ın hikayesi...

"5 YAŞINDA ÇALIŞMAYA BAŞLADIM"

Hale Halime Erdoğan (H.H.E): İzmir'in en genç belediye başkanlarından birisisiniz. Sizi siyasi hayatınızla tanıyoruz ancak bayram vesilesiyle İzmirlilerle siyasetten bağımsız Görkem Duman'ı da tanıştırmak istiyoruz. Önce çocukluğunuzla başlayalım, Görkem Duman nasıl bir ailede doğdu, yaramaz mı yoksa uslu mu bir çocuktu?

Görkem Duman (G.K) Ben yaramaz bir çocuk değildim ve erken yaşta sorumluluk sahibi oldum. Babam inşaat malzemeleri ve odun kömür satıyordu. 5 yaşında iş hayatıyla tanıştım. Çocukluğu biraz hızlı geçmiş olduk. Babamın işyerinde, yaşıma göre bir sorumlulukla çalıştım. Okul hayatı başlayınca da hem okul hem de iş hayatımı ilkokuldan üniversitenin sonuna kadar paralel bir şekilde devam ettirdim.

"SOKAKLARINDA İFTARLIK PİDE SATTIĞIM İLÇEMİN BELEDİYE BAŞKANIYIM"

8 yaşında da doğup büyüdüğüm ilçemde iftarlık pide satışı yaptım. Sokaklarında iftarlık pide sattığım ilçemin bugün belediye başkanıyım. Bu da ayrı bir mutluluk, gurur, onur veriyor bana.

"SİYASETE İLGİM ATATÜRK'LE BAŞLADI"

H.H.E: Aileniz siyasetle ilgilenir miydi? Siyasete ve CHP'ye ilginiz ilk kaç yaşlarında nasıl başladı?

G.D: Ailemde siyasetle ilgilenen yoktu. Benim CHP'ye ilgim ise Atatürk'ü tanıdığım anda başladı. Ailem Atatürkçü bir aile, okuma yazma öğrenmeden Atatürk'ü öğrendim ben. Ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün CHP'yi kurduğunu öğrendiğim an da CHP benim için vazgeçilmez bir duygu halini aldı.

"DERSİ DERSTE DİNLEYEN BİR ÖĞRENCİYDİM"

H.H.E: Okul hayatınız nasıldı, çalışkan bir öğrenci miydiniz?

G.D: Görkem Duman sakin bir öğrenciydi. Yaramaz ya da haşarı değildim. Dersi derste dinlerdim, devamsızlık yapmazdım. Okul dışındaki zamanlarda ders çalışmıyordum, çünkü dersi derste dinleyerek, ufak bir tekrarla sınavlara giriyordum ve başarılı oluyordum. Okul dışında ders çalışamıyordum çünkü az önce de ifade ettiğim gibi okul dışında çalışıyordum. Ailemin böyle bir talebi yoktu, kendi isteğimle çalışıyordum ve iş hayatı benim için ayrı bir okul oldu. Okulda aldığım eğitim gibi kıymetliydi. Beni ciddi anlamda sorumluluk sahibi yaptı, hayata dair bakış açımı geliştirdi. Şu andaki en büyük özelliklerimden olan uzlaşmacı, insanları bir araya getirebilecek anlayışı belki de o yaşlarda kazandım.

"TEKNİK EĞİTİM HEM BEKLENTİYİ HEM İCRAYI YÜKSELTİR"

H.H.E: Mimarsınız, mesleğinizin belediye başkanlığına katkısı nasıl olacak?

G.D: Teknik eğitim almış birinin belediye başkanlığı yapması bence her zaman beklentiyi yükseltir, bunun yanı sıra tabi ki icrayı da yükseltmelidir. İcracı müdürlüklerin birçoğu teknik müdürlükler. Mimar kimliğiyle belediye başkanlığı yapmak teknik anlamda da Buca'nın eksiklerinin üzerine gidecektir. Mimar hem teknikten anlar hem de kültürel ve insani ilişkilerden anlar. Çünkü müşterisi geldiğinde sadece teknik bilgisi yeterli değildir, genel kültüre de çok fazla hakim olmalı, müşterisine nasıl bir proje sunacaksa, nasıl bir çalışma gerçekleştirecekse o dönemin mimarisine ve esintilerine, sanatına, yönetimine de hakim olmak zorundadır. Her bir alana çalışmak zorunda ki müşterisine karşılık verip, hizmetini düzgün yapabilsin. O yüzden bir mimarın belediye başkanı olması sadece teknik konularda değil birçok noktada önem arz ediyor.

"MİMAR BELEDİYE BAŞKANI BÜTÜNÜCLLÜĞÜ SAĞLAR"

Şu an bulunduğumuz Buca Gölet Tesislerinde, hemen gözümüzün önünde duran 5 bin kişilik amfi tiyatromuz var. Bu alan yaklaşık 10 yıldır atıl şekilde duruyor. Benim bu alanda çok güzel anılarım var. Mezuniyet törenim burada gerçekleşti, ortaokulda İngilizce Öğretmenimiz Güzin Hanım atık malzemelerden kıyafet üretmişti ve burada 25 arkadaşımız bu etkinliğin defilesini gerçekleştirmiştik. O 25 öğrenciden biri de bendim. Bu anıları burada yaşatmaya devam etmek lazım. Bugün amfi tiyatroyu hayata geçirmek hem teknik bilgidir hem de kültürel bilgidir. O yüzden bir mimarın belediye başkanı olması bütüncüllüğü sağlar diye düşünüyorum.

"AMFİ TİYATROYU HAREKETE GEÇİRECEĞİZ"

Buca hem İzmir'in en büyük ilçesi hem de bir üniversite kenti. Amfi tiyatromuz, tiyatro ve sinema salonumuz şu an ne yazık ki mevcut değil. Ancak bu dönem içinde onlar da olacak. Biz de elimizde olan kıymetli amfi tiyatroyu yeniden harekete geçirip tüm kültürel faaliyetleri burada yapmayı düşünüyoruz. Üniversite öğrencisi arkadaşlarımızla işbirliği yapıp onların da burada çalışmasına destek verip tüm Bucalılara amfi tiyatroyu açacağız, burada olan çalışmaları destekleyeceğiz. 

"DEVLETTE DEVAMLILIK ESASTIR"

H.H.E: Buca da planlama sorunu olan ilçelerimizden, geçtiğimiz dönem "Buca'yı komple planladık" açıklamaları yapıldı. Şu an bir mimar gözüyle Buca'nın imar planlarını nasıl buluyorsunuz?

G.D: Geçtiğimiz dönem imar planları hazırlanmış, bir kısmı hem ilçeden hem de Büyükşehir'den geçmiş. Bir kısmı da geçecek. Aslında bunların birçoğunu biz şimdi yeniden planlıyoruz. Çünkü içinde revizyon yapılması gereken noktalar vardı. Buca'mıza daha fazla değer katacak olan birkaç hamle var. Onları hazırlıyoruz. Geçen dönem arkadaşlar güzel bir altlık hazırlamışlar. Devlette devamlılık esastır, o yüzden arkadaşlarımızın hazırladığı planların üzerine Buca'mıza daha fazla ne katabiliriz hususunda yapacağımız bazı hamleler var. Onlarla birlikte yeni imar planlarımızı gerçekleştirmiş olacağız.

"KENTSEL DÖNÜŞÜME DÜZENLEME SAHASI MODELİ"

İmar planlarının dışında kentsel dönüşüm hedeflerimiz de var ve çalışmaya başladık. Kentsel dönüşüm parsel ve ada bazında yapıldığı zaman mevcut problemler artırarak devam ediyor. Ada bazında 100 bağımsız bölümü yıkıp 200 bağımsız bölüm yaptığınızda mevcutta var olan otopark, yeşil alan problemi, sosyal donatı alanı problemleri de 2 kat fazlalaşmış oluyor. Ama biz bu problemleri önlemek için düzenleme sahası yapacağız. Düzenleme sahası oluşturduğumuzda hem herkese adaletli imar kat sayısı oluşmuş olacak hem de tüm ihtiyaçları o düzenleme sahasında, modern kent gereksinimlerine uygun olarak gerçekleştirmiş olacağız. Bunun yanı sıra da yapı stoku yüksek olan Buca'mızı dirençli kent haline getireceğiz. 

"KENDİMİ HİÇBİR ZAMAN CHP'DEN AYRI DÜŞÜNMEDİM"

H.H.E: Biz sizi il yöneticisi olarak tanıdık, partiyle nasıl tanıştınız? Aktif siyaset yapmaya nasıl karar verdiniz, tetikleyen bir yaşanmışlık var mı?

G.D: CHP'yi ufak yaşta tanıdığımdan beri kalbimdeydi, kendimi hiç ayrı düşünmedim. Buca'ya da ayrı bir sevda besleyen, biriktiren, Buca için kalbi çarpan, Buca'nın derdini kendi derdim gibi benimseyen biriyim. Uzun yıllardır partinin içindeyim, siyaseti takip ediyorum, partimin ilinde ve il dışında birçok buluşması, mitingi, yürüyüşüne, çalışmasına da gidiyordum. Resmi üyeliğim ise 2018 yılında oldu. 30 yaşına geldiğimde eğitim hayatımı tamamlamış, iş hayatımı oturtmuştum. Bunları tamamladıktan sonra partime daha faydalı olacağımı düşündüm. Diğer türlü bölünürdük, bir işe başlayıp bitirmek benim için çok önemli. Başladığınız işi bitirmeden başka bir şeye enerjinizi verdiğinizde bir tarafı aksak gider. Belki de 2 tarafı da aksak gider. Ben iş hayatımı tamamen oturttum, o alanda görevlendirmelerimi yaptım, kontrolüm altında devam ediyor. 2018'de partime resmi olarak üye olup, 2019 yerel seçimlerinde meclis üyesi dosyası aldım. Seçilemeyecek bir sıradaydım ama benim için önemli olan kendimin seçilmesi değil; ilçemi CHP'nin yönetmesiydi. Seçim ofisi açtım, sahalarda birinci sıradan meclis üyesiymişim gibi çalıştım. Partimizin bayrağını dalgalandırmaya devam ettim. Parti içi seçimlerde, mahalle, il derken; il yönetiminde göreve başladım. 2 dönem üst üste, 4 yıl Balkan Masası sorumlusu ve Enerji Masası sorumluluğu yaptım. Sonra da yerel seçimler aday adaylığı süreci ve belediye başkanı seçildim.

"İL BAŞKANLIĞI HEDEFİMDE YOKTU"

H.H.E: Geçtiğimiz yıllarda isminiz sıklıkla il başkanlığı için geçmişti, istemiş miydiniz il başkanı olmayı yoksa örgüt tarafından, o dönem il yöneticiliği yapan arkadaşlarınız tarafından siz mi uygun bulunmuştunuz?

G.D: Benim il başkanı olmak hiçbir zaman hedefimde yoktu ama tabi ki bunlar konuşuldu. Gerek kurul arkadaşlarımız tarafından, gerek parti büyüklerimiz, gerek örgütümüz tarafından... İsmimin geçmesi benim için çok onur ve gurur vericiydi. Genç yaşta İzmir gibi partimizin uzun yıllardır iktidar olduğu, Genel Başkanımızın da ifadesiyle partimizin amiral gemisi olan İzmir'de partililerimiz tarafından il başkanı olarak düşünülmek gerçekten kıymetliydi. Ancak benim hedefimde yoktu.

"BUCA ALGISI ÇOCUK YAŞTA KALBİME OTURDU"

H.H.E: Belediye başkanlığı zor bir görev, Buca zor bir ilçe... Belediye Başkanlığı hedefleriniz arasında mıydı?

G.D: Belediye Başkanlığı hedeflerim arasındaydı. Benim çok uzun yıllardan beri, çocukluğumdan beri ilçeme hassasiyetim vardı. Hatta bir gün; 7 yaşlarındayken İzmir dışında bir yerdeydik. Herkes birbirine nereli olduğunu soruyor, ben İzmir'in Buca ilçesinde yaşıyorum dediğimde 2 tanesi suratıma bakarak suratını buruşturdu. O gün kalbime bir şey oturdu ve 'Neden insanların tepkisi Buca'ya karşı böyle' diye düşünmeye başladım. 'Ben Buca'da doğup büyüdüğüm için mi bana güzel geliyor yoksa gerçekten güzel de yanlış mı tanıtılıyor' diye sorgulamaya başladım. Benim o gün o çocuk yaşta hem kalbime hem de aklıma böyle bir şey kazındı. 'Buca neden böyle' düşüncesi uzun zaman sonra başka bir şeye evirilerek, Buca'ya şu yapılmalı, burasına bu yapılmalı, şöyle tanıtılmalı, şu etkinlikler olmalı, sokakları böyle olmalı, yeşil alanından tutun da trafiğine kadar kafamda projeler şekillenmeye başladı. Hayaller hedef halini aldı ve gerçekleşti. Buca'nın itibarını önce İzmir'de sonra Türkiye'de yukarı taşımayı hedefliyorum.

"BELEDİYE BAŞKANINI GÖRDÜKLERİ İÇİN ŞAŞIRIYORLAR AMA BEN OLDUĞUM İÇİN ŞAŞIRMIYORLAR"

H.H.E: Sizin belediyeye yürüyerek gelip gittiğinizi biliyoruz, insanlar yolda sizi gördüklerinde nasıl tepki veriyor, gülümseten diyaloglar yaşanıyor mu?

G.D: Belediye Başkanını gördükleri için şaşırıyorlar ama Belediye Başkanı Görkem Duman olduğu için yürümesine şaşırmıyorlar. Beni tanıyıp, bildikleri için aslında benden beklenen bir hareket bu. Güzel diyaloglar yaşanıyor. Evle belediye arası 8 dakikalık yürüme mesafesi ama çok daha uzun sürüyor. Hemşehrilerimizle sohbet ediyoruz, selamlaşıyoruz, kimisi çaya, kimisi kahvaltıya, kimisi kahveye çağırıyor. Tabi her gün yürüme şansım olmuyor, bazen erkenden programlar başlayabiliyor ya da başka yere gitmem gerekebiliyor ama neredeyse göreve geldiğim günden itibaren görev yaptığım günlerin yarısından fazlasını yürüyerek gitmişimdir.

"GELİR GELMEZ İŞE KOYULDUK"

H.H.E: 31 Mart'tan bu yana Görkem Duman neler yaptı, nasıl geçti süreç?

G.D: İlk önce belediye kadromuzda bir revizyon gerçekleştirdik. Buca'mızın temel hizmetlerinden başladık öncelikli çalışmalarımıza, yapılmayan, eksik ya da yanlış yapılan neyse oradan başladık. Bunlar da icracı müdürlükler. Onların eksiklerini giderdik, sokaklarda memnuniyetle karşılandı yapılanlar. Temizlik hizmetlerindeki aksaklıkları giderdik, park bahçeler müdürlüğü, veterinerlik işleri gibi müdürlüklerimizle başladık işe. Ocak ayında açılan belediye lokantamız öğrenci kardeşlerimize 45, diğer vatandaşlarımıza 90 TL idi, tek fiyat haline getirdik ve herkese 45 TL yaptık. İkinci ve üçüncüsünü açmayı hedefliyoruz. Betontaş Çınar Anaokulumuzun 60 kişilik olan kapasitesini 120'ye çıkartıyoruz, 3 tane daha anasınıfı açıyoruz. Çalışmalarına başladık. Ayrıca Mustafa Kemal Mahallesinde bir kreş alanımız var, kendimize ait mülkiyeti, oradaki imalatın yüzde 50'sini karşılayacak bir bağış aldık. Bir vatandaşımız bağış yapmak istedi, 'Ben belediyelerin durumlarını biliyorum, belki yapısal bir proje yakın zamanda yapılamayacaktır ama biz yüzde 50'sine destek verip başlatmak istiyoruz' dedi. Kalan yüzde 50'yi de biz zaten kendi planlarımız içinde çözmüş olacağız.

"2 AYDA DAYANIŞMA RUHU OLUŞTU"

Bir vatandaşımız 66 dönüm tarlasını sosyal yardım için bağışladı. Onu da ekip, biçip, üretip ihtiyaç sahiplerine ulaştıracağız. Bu benim için çok kıymetli bir bağış. 'Sizin belediye başkanlığınız olduğu sürece' diye de bir şart sundular. Hayatımda hiç görmediğim, tanımadığım biri, kimdir bilmiyorum, gelip böyle bir bağış yapması duygusal olarak beni çok etkiledi. Kendisi de 'Buca benim için çok kıymetli, Buca'nın itibarının daha iyi yerde olmasını istiyorum' dedi. Aslında duygu ve fikir olarak aynı yerdeymişiz bağışçılarımızla. Belki de bizi bir araya getiren bu hissiyattı. Bu bağışlarla Buca'da bir dayanışma ruhu oluşuyor. Buraya Ata Evimizden geliyorum, orada da bir esnafımız Kuaför Kenan, belediyemize başvurup, bayram öncesinde yaş almış büyüklerimizi tıraş etmek istediğini söyledi. Bunu ayda bir kendi işletmesinde çalışan ekipleriyle yapacaklar. Diğer kuaför arkadaşlara da sosyal sorumluluk projesi olarak bunu tavsiye edeceğini dile getirdi. Bunlar, Buca'da bir dayanışma ruhu oluştuğunu gösteriyor. 2 aylık sürede yaptığımız hizmetlerin hepsi kıymetli ama dayanışma ruhunu oluşturmuş olmamız bence her şeyden kıymetli.

"GERİYE DÖNÜK ÖDEMELERİ YAPTIK"

H.H.E: Biliyorsunuz bu dönem belediyeler bolca personel maaşlarının ödenememesiyle gündeme; Buca'da mali durumlar nasıl?

G.D: Mali durum tabi ki iyi değil ama  ben bunu konuşmayı değil çözüm üretmeyi tercih ediyorum. Göreve gelir gelmez personel ve diğer alanlarda geriye dönük ödemeler vardı, o alanda çözümler üretip geriye dönüklerin yaklaşık yüzde 80'ini ödemiş durumdayız. Kalan yüzde 20'lik kısmı da ödemenin çözümünü aradık, bulduk, başlattık, en kısa sürede ödeyeceğiz. Maaşları da gününde ödemeye devam edeceğiz, geldiğim günden beri maaşları 1 gün geciktirmedim, geriye dönüklerin de yüzde 80'ini ödedik. 

"ÜZÜM MAKAMA GÜZEL BİR ENERJİ VERDİ"

H.H.E: Makamınızı çok tatlı biriyle paylaşıyorsunuz, ismi Üzüm. Nasıl tanıştınız, bu kararı nasıl aldınız?

G.D: Göreve geldikten sonra şantiye alanlarımızı dolaştım, veterinerlik hizmetleri müdürlüğümüze gittiğimde kedi bakım evinde Üzüm ile karşılaştık. Her zaman sokak canlılarımızı besliyordum, evimin yakınında bir park var, oraya da gidip sokak sakinlerimizi besliyorum, çünkü bekliyorlar beni. Alıştılar yıllardır. Veterinerlik işlerimizde de Üzüm'ü görür görmez mesai arkadaşı olmamız gerektiğini hissettim. Çünkü o sıcaklığı verdi. Aynı zamanda da konuşulan bir yasa var, 'uyutma' kelimesi acımasızca kullanılıyor. O yasa çıkmadan önce ne kadar fazla canımızı sahiplenirsek o kadar kıymetli olur diye düşündüm. Bu çağrıda bulundum ve çağrımız karşılık buldu. Çağrımızdan  sonra Veterinerlik Hizmetleri Müdürlüğümüze şu ana kadar 8 vatandaşımız sahiplenme talebinde bulundu. Bu önceki zamanlara göre çok büyük bir oran. Katlanarak da büyüyecek, inanıyorum. Üzüm ayrıca belediyemize de, makama da çok güzel bir enerji verdi. Gelen vatandaşlarımızı çok güzel ağılıyor.

"KENDİ ASFALTIMIZI KENDİMİZ ÜRETECEĞİZ"

H.H.E: İzmir'in kronik sorunlarının başında trafik çilesi yer alıyor. Yetersiz yollar ve asfaltlamayla ilgili eksiklikler var. Siz bu alanda neler yapmayı planlıyorsunuz?

G.D: Buca'nın trafiğini rahatlatmak için çalışmalarımız olacak. Asfalt konusunda Büyükşehir Belediyemiz destek vermeye başladı. Uğur Mumcu Caddesinde yama çalışması yapıldı, ana arterlerde bu çalışma devam edecek. Ara sokaklarda da biz çalınmalarımızı yapıyoruz. Kendi asfalt plentimizi açacağız, bu alanda çalışmamızı başlattık. Önceki dönem başlatılan asfalt plenti çalışması tamamlanmadı, 'kamuda devamlılık esastır' diyerek biz daha önce yapımına başlanan plentin eksiklerini tamamlayıp hizmete alacağız, kendi asfaltımızı kendimiz üretip, orta vadeye gelmeden asfalt sorununu çözmüş olmayı hedefliyoruz.

"BİRLİKTE İKTİDARA YÜRÜYECEĞİZ"

H.H.E: CHP çok uzun yıllar sonra Türkiye'de birinci parti oldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

G.D: Genel Başkanımız, Genel Başkan Yardımcılarımız, Parti Meclisi üyelerimiz İzmir'de genç ve kadın ağırlıklı belediye başkan adayları belirlediler. Atandıktan sonra seçim süreci de dahil olmak üzere bu zamana kadar hem Buca'da hem de İzmir'de bu kararın olumlu anlamda karşılık bulduğunu gördüm. Nihayetinde 29 belediyeyi kazandık. Bu Genel Başkanımızın gençlere güvenmesiydi, gençlerin önünü açmasıydı. Ben kendi adıma konuşacak olursam Genel Başkanımızın İzmir'in en büyük ilçesi için bana güvenmesi ve beni görevlendirmesi tüm moral ve motivasyonumu daha da artırdı. 47 yıl sonra yüzde 38 oranıyla Türkiye'de birinci parti olmamız, Genel Başkanımızın da iktidara giden yolda belediye başkanlarının sorumluluğunu söylemesi çok onur verici. Bu dönem belediye başkanı olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. İktidara yürüdüğümüz bu yolda, verilecek her hizmet o kadar değerli ki... Ben de bu sürecin belediye başkanı olarak bir paydaşı oldum, bu çok kıymetli. İnanıyorum ki; tüm belediye başkanlarımız aynı bakış açısında, yerelde en iyi hizmeti yapıp hem Genel Başkanımızın hem Genel Merkezdeki parti büyüklerimizin çalışmalarına katkı koyacağız ve birlikte iktidara yürüyeceğiz.

"AİLE KURMA İŞLERİ NASİP"

H.H.E: İzmir'in bekar belediye başkanlarındansınız. Yaşınız genç ama insanlar merak ediyor, bu 5 yıl içinde Görkem Duman'ın düğününe katılır mıyız? Böyle bir planınız var mı?

G.D: Benim şu anki planlarımda gecem de gündüzüm de Buca. Bütün enerjimi Buca'ya harcamak istiyorum. Buca'yı daha iyi yere nasıl getirebilirim, hizmetleri daha iyi noktaya taşıyabilirim, bunlarla ilgileniyorum. Tabi ki aile kurma işleri nasip, olur olmaz bilmiyorum. Nasip diyelim. 

"BUCA İÇİN KALBİ ATANLARIN BAYRAMINI KUTLUYORUM"

Bayram mesajınızı alabilir miyiz? 

Neredeyse 2 bayram arası göreve geldim, 2 dini 2 milli bayram yaşadık. Buca için kalbi atan herkesin bayramını en içten dileklerimle kutuluyorum.