İzmir Körfezi'nde deniz suyuna karışan kirlilik, uzun yıllardır deniz tabanındaki sedimentin üzerinde birikerek sediment yapısının bozulmasına neden oluyor. İzmir Körfezi'nin dibindeki sedimenti 2008 ve 2018 yılları arasında yaptığı çalışmalarla inceleyen İzmir Körfezi Bilim Kurulu Üyesi İKÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Temel Bilim Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan, "İzmir Körfezi'nde sediment ve deniz suyu arasındaki akışlar, 2008 yılında çalışma konumdu. 2008 yılında sedimentin doğal arıtma sistemi gibi davrandığını ortaya koyduk. Sediment kum, kil-siltten oluşan bir yapıdaydı. 2018 yılında yapmış olduğumuz TÜBİTAK projesinde sediment yapısının çok fazla değiştiğini gördük. Sedimentin 2018 yılında doğal arıtma sistemi gibi davranmadığını, 'su kolonu' dediğimiz deniz suyuna kirli materyali iade ettiğini gördük" dedi.

'ARITILMAYAN MATERYAL SEDİMENTİN YAPISINI BOZUYOR'

İzmir'de iç körfeze dış kaynaklı gelen çok fazla materyal olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, "Bunlar atmosferik kaynaklı, doğal süreçlerle, tarımsal faaliyetlerden gelebiliyor. Kentleşmenin ve nüfusun arttığı bu dönemde evsel ve sanayi atıklarından da körfeze katılım söz konusu. Arıtılmayan materyal, su kolonuna geldikten sonra sedimentin yapısını bozuyor. Buradaki dengeyi sağlamamız lazım. Su kolonunu temizlersek, sedimente aşırı yükün birikmemesini sağlarsak, sediment arıtma görevini çok daha rahat yapar" diye konuştu.

'NORMAL BİR DENİZEL ORTAMDA SEDİMENT KALINLIĞI, 100 YILDA 1 SANTİM DEĞİŞİR'

2008 ve 2018 yılları arasındaki 10 yıllık süreçte sediment yapılarındaki hızlı değişimin korkutucu olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkan, "Normal bir denizel ortamda sediment kalınlığı, 100 yılda 1 santim değişir. Bu küresel ve iklimsel süreçler sebebiyle değişim gösterebilir fakat 10 yıllık bir süreçte yapının bu kadar değişmesi korkutucu. 2-3 santimin altında o yapıyı görüyorsunuz ama üzerine balçık, çamur gibi bir yapı altta işlenen yapının üst su kolonuna iadesi sıkıntı yaratıyor. Bu da kirliliğe sebebiyet veriyor. Balık ölümlerinin olduğu yerler genellikle su derinliğinin az olduğu, sediment ve su arasındaki etkileşimin fazla olduğu yerler. Sediment arıtma görevini yapmadığı için su kolonunda oksijensiz bir ortam doğdu. Orada balıkların ani ölmesine sebebiyet verdi" açıklamalarında bulundu.

'ESKİ HALİNİ ALMASI KISA SÜREDE OLMAYACAK'

"Sediment taraması kısa vadeli acil eylem planında var ama özellikle su derinliğinin az olduğu yerlerde sedimentin üzerinde var olan kirli materyalin alınıp bertaraf edilmesi gerekiyor" diyen Prof. Dr. Özkan, şöyle devam etti: "Su kolonundan sedimente çok fazla yük gelmezse, kendi içerisinde gerek akıntılarla gerek rüzgarlarla dip yapısı yavaş yavaş değişecektir. Ama mevcut olan balçığın ortadan kalkması ve sedimentin eski halini alması kısa sürede olmayacaktır. O yüzden bu yapının bir an evvel kaldırılması taraftarıyım. 1-2 santimetrelik balçık kısım, taranırsa altta mevcut olan kil-silt boyutundaki sediment gözenek suyu dediğimiz içerisindeki kimyasal ve biyolojik süreçlerle tekrardan su kolonuna sağlıklı bir besin ve organik madde verecektir."

'ÇOK DERİN BİR SEDİMENT YAPISI VAR'

İç körfezde su derinliğinin en fazla 13 metre olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özkan, "İç körfezi taramak en güzel yol ama taranan sedimentin fizibilite çalışmaları yapılıp, bertaraf edilmesi önemli. Sedimenti alıp, başka tarafa taşımak hiçbir anlam ifade etmez. Bozuk sedimenti denizel ortamda başka bir yere aktarımı, oradaki habitatı da bozacaktır. Dolayısıyla karada geniş alanlar oluşturup, oraya taşımak gerekiyor. Taşınan sedimentin temizlenerek farklı amaçlarda kullanılması uygun olabilir. Denizin tabanında çok derin bir sediment yapısı var. Şu anda 15-20 yıllık bir süreçte bozulan sedimentin balçık kısmının ortadan kaldırması ve körfeze ilave olan suların arıtılması ile körfez eski haline dönecektir" diye konuştu. (DHA)