GÜNCEL

Bilim insanları Körfezin kurtuluşu için toplandı... Problem siyaset diliyle çözülemez!

İzBB Başkanı Cemil Tugay koordinesinde gerçekleştirilen İzmir Körfezi çalıştayında yurt içi ve yurtdışından bilim insanları konuya ilişkin çözüm önerileri sundu. İzmir körfezinde alglerin 2020 yılında sıçrama yaptığı ve güneş ışınlarının bile dibe ulaşmasına engel olduğu kaydedildi. Başkan Tugay ise, yurtdışından gelen bilim insanlarının yanı sıra yakında olan bilim insanlarının çalıştaya katılmasının engellendiğini dile getirdi.

Abone Ol

Hale Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi, “Körfezin Geleceği, İzmir’in Geleceği” temasıyla, Tarihi Havagazı Fabrikası’nda İzmir Körfez Çalıştayı düzenledi. İzmir körfezinin sorunlarının tespit edilmesi ve çözüm yollarının bulunması amacıyla düzenlenen çalıştayda, körfez ekolojisinin korunması ele alınarak, sorunlara köklü ve kalıcı çözüm önerileri geliştirildi. Deniz ulaşımının geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi ayrıntılarıyla tartışılarak ulaşılabilir, nitelikli ve konforlu ulaşımın olanakları masaya yatırıldı. Kıyı yapılarının ve sahil şeridinin insan ile doğayı gözeten bir anlayışla düzenlenmesi için projeler tartışıldı.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay koordinatörlüğünde düzenlenen çalıştayın moderatörlüğünü Prof. Dr. Şükrü Beşiktepe, Ege Üniversitesi – Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Melih Ertan Çınar, Hüseyin Tekin, - İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden

Doç. Dr. Ebru Yeşim Özkan yaptı.

“ORTAKLAŞMAYA GAYRET EDECEĞİZ”

İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Işıkhan Güler, " Bugün aramızda yurtdışından konuklarımız bulunuyor. Farklı ülkelerde deniz ekosisteminin nasıl korunduğuna dair euygulamları bizle paylaşacaklar. Çalıştay programımızı incelediğimizde göreceksiniz önceliğimiz körfez ekolojisinin, deniz ulaşımına kadar çok geniş yelpaze ile ele alındı. Uzmanlar sonuç alıcı gerçekçi çözümler üretecektir. Biz burada bilimsel ve teknik zeminde çözümle ilgilisi ısrarımızı İzmirlilerle paylaşacağız. Ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Körfez ekolojisi vakit geçilmeden ele alınmalı ve harekete geçilmelidir. Körfez'in durumu ne bugün ne de çözümden sadece yerel yönetim sorumludur. Kirlilik yıllar önce ortaya çıkmıştır. Gediz Deltası, kentsel kirlilik, arıtma kapasitesi, nüfusun hızla artması gibi etkenler söz konusudur. İzmir'de gemicilik tarihi eskilere dayanmaktadır. İzmirlileri yaşamam bağlayan iki Kordon vardır. Birisini doğarken keserler. Bizi harekete geçiren bu duygudur. Deniz ulaşımının geliştirilmesi ve İzmirlilerin konforlu hizmet alması, kıyı alanlarının düzenlenmesi, deniz taşkınlarının önlenmesi doğrultusunda çabalarımızın odak noktasında Kordon metaforu yer alıyor. Uzun çalışmalar kapsamında ortaklaşmaya gayret edeceğiz" dedi.

VELİBEYOĞLU: “DİRENÇLİ KÖRFEZ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

İzmir Planlama Ajansı Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, “İzmir körfezinin Gediz nehri nedeniyle dolmasıyla sebep olacak bir eylem yaşandı, 19884’te. Gediz Nehri yatağı değiştirildiğinde körfez dolmaktan kurtuldu. Şimdi aynı bilinçle yeniden hareket etmemiz gerekiyor. Bir başlangıç noktasındayız ve bunu iyi kullanmalıyız. Körfezle birlikte yapacağımız çalışmalar 7 Aralık’ta bir panelle devam edecek. Körfez ve iklim değişikliği etkilerini gözetmeliyiz. Körfez’in dirençli hale getirilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. 21’inci yüzyılda insanı her şeyin merkezine koyduk. Şimdi de ekosistem hakkını tarif etme zamanı geldi. Denizden başlamamız ve deniz alanlarını planlamamız lazım. Körfez havzalarıyla bütündür ve İzmir havzalarda var. Kentimizde yaşam kaynağı olan havzalarımızı korumak temel amaçlarımız. Hem kıyı alanlarını hem de havzaları düşündüğümüz bir planı hayata geçireceğiz. Bizim bugün yapacağımız her iş 50 sene sonra yani 2 jenerasyonun hayatını etkileyecek” açıklamasında bulundu.

YUAN: “ALG PATLAMASINI ÖNLEMELİYİZ”

Çin Halk Cumhuriyeti Deniz Ekolojisi ve Çevre Bilimleri Laboratuvarı uzmanı Dr. Isaac Yongquan Yuan konuşmasında biyolojik ve kimyasal önlemlerden bahsetti Yuan konuşmasında, "İzmir Körfezi'nde yaşananları deniz felaketi olarak ifade edebiliriz. Bunun çok acil bir şekilde çözülmesi gereken felaket. Bu noktada çok fazla metot var. Biz saha çalışmalarından bahsetmeliyiz. Fiziksel önlemler olarak ifade etmeliyiz. Alg patlamalarının önlenmesi için yapılacak fiziksel tedbirler var. Fiziksel önlemleri alarak  kurtulmak mümkün. İzmir örneğinden çıkacak olursak kilometrelerce alandan bahsediyoruz. Su yüzeyi üzerinde temizleme noktasında önlemler alabiliriz ve bizim işimize yarayabilir. Kimyasal önlemler de bulunmakta. Asitlerin birbirinden ayrıştırılması yoluyla biz etkiyi azaltabiliriz ve çevresel kaygılar azalır. Burada bir takım bakterilerden bahsediyoruz. Biyolojik önlemlerin de kullanılması gerekiyor" dedi.

HOLLİNGSAETER: “ALGLERİ TOPLAYIP KURTULMAMIZ MÜMKÜN”

Ocean Therm Baş Teknoloji Yöneticisi Olav Hollingsaeter, “Tatlı su üzerinde özellikle kışın etkin bir şekilde hava kabarcığı teknolojisini Norveç’te kullanıyoruz. Hava kabarcığı perdesi körfez üzerinde alg patlamalarını körfez etrafında yayılmasını engelleyebilir. Bu noktada problemin izole edilmesi sağlanabilir. 2 bin 400 metrelik bir alan, iki tane kompresöre ihtiyaç var. Alt katmanlardan üst düzeye temiz suyun taşınmasını sağlayabilir. Hava kabarcığı perdesi nehirlerden gelen kirliliğe de bariyer oluşturabildi. Buradaki algleri toplayıp kurutabilmemiz de mümkün. Bunlar yoluyla biyokömür de elde edilebilir” ifadelerini kullandı.

TRIGIANI: “ALARM VEREN GÖRÜNTÜ! “

Amerika Birleşik Devletleri HBS Hydro BioSience Satış Temsilcisi Peter Trıgıanı ise canlı bağlantı ile katılarak, " Bir çevre şirketiyiz. 2016 yılında kurulduk. Özellikle elektronik ekipmanlar şirketimizde kullanılıyor. Ultrason teknolojisini kullanıyoruz. Ulatrasonik ses dalgaları kullanılarak alg patlamaların önlenmesi için kullandığımız bir teknoloji. Toksinlerin yayılmasını engellenmesi için alınacak önlemlere odaklanmalıyız. İzmir için 2 önemli alg türü sahnede.  Sino bakterilerden bahsedebiliriz. Turuncuya dönmüş bir renk var. Toksik bir görüntü. İno bakteriler büyük bir tehdit oluşturuyor. 2 önemli tehdit var su ekosistmeleri üzerinde. İzmir Körfezi'nde yeşil renkleri görüyoruz. Alarm veren bir görüntü. Alg patlamalarına sebebiyet veren sino bakteriler var. Kırmızı ve kahverengini görmüyoruz. Ultarson yöntemi sino bakteriler üzerinde etkili. İzmir Körfezi'ni bu bakteriler tehdit ediyor. Güneş ışığı daha etkin olsa daha fazla oksijen olabilecek. Balık ölümleri oksijen azlığından dolayı meydana geldi. Oksijen seviyelerinin artırılması gerekiyor. Engellenebilmesi adına pek çok kanal var. Fosfor ve Azot noktasında önemli içeriklere sahipler. Atıksu kanalları da kirliliğe sebebiyet veriyor. Ekipmanlarımız yoluyla çevreye dost canlısı olarak yaklaşıyoruz. İyi örnekleri de paylaşabiliriz. Proaktif bir sistem takip ediyoruz. Ekosistemler üzerinde etkin bir şekilde çalışan sistemler noktasında biz rekabeti önemsiyoruz. Atıksu yönetimi ile ilgili çalışmalarımız da var. Bu sayede alg patlakları arındırılabilir. İzmir Körfezi alg patlamaları ile karşı karşıya. Sularda çeşitli tehlikeler meydana geldi. Çevre dostu teknolojiler öne sürülmeli" dedi.

TUGAY: “GELMESİ ENGELLENEN BİLİM İNSANLARIMIZ VAR”

Çalıştayın ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “İzmir’i çok seven İzmirliler olarak, çevre duyarlılığıyla beraber bilgiye önem veren bilim insanları olarak bu organizasyonu gerçekleştirdiler, körfez için yapılan en değerli çalışma. Biz kendi kurumumuzun kapasitesiyle konuyu değerlendirmek istedik bugüne kadar, Bakanlığın çözüm sağlama niyetiyle bakmasını ve bize yardımcı olmasını bekledik ama maalesef bir siyaset yapma aracına dönüştü bu sorun. Körfezdeki problem siyaset diliyle konuşulması gereken, siyasi malzeme yapılması gereken bir konu değildir. Bilim insanı bakış açısıyla sorunu nedenleriyle, mevcut haliyle ve gelecek haliyle değerlendirilmelidir. Bize lazım olan dil bilim dilidir, asla çirkin iftiralarla dolu, suçlayıcı bir dil değildir. Çok uzaktan gelen konuklarımıza rağmen, yakınımızda olan ve davet ettiğimizde buraya gelmesi engellenen bilim insanları var, bunu açıklamak zor” diyerek sitem etti.

“DENİZİN EKOSİSTEMİ BOZULDU”

İklim krizinin dünyadaki tüm denizleri etkilediğini dile getiren Tugay, “Bu çalıştaydan özel bir sonuç çıkartacaksak, bir kriz yaşadık, çözüm ürettiğimizde bu geçecek ve tekrar etmeyecek diye düşünmemeliyiz. Dünyadan pek çok örnekten bahsedildi, bu sabah Letonya Büyükelçisi ziyaretime geldi, Riga körfezinde de böyle bir sorun olduğunu anlattı. Bu dünyada pek çok yerde görülebilen bir sorun. Belki henüz nedenleri net değil, denizin ekosisteminin bozulmasıyla bağlantılı olduğu açık. Tüm dünyada denizlerin kirlenmesiyle beraber iklim değişikliğinin yarattığı olumsuzlukları unutmamalıyız. Dünyanın tüm denizlerini etkiliyor” diye konuştu.

 "TOZLAR ALG PATLAMALARINI TETİKLEYEBİLİR"

Orman yangınları ve artan alglere dikkat çeken Tugay, “Denizin içeriğiyle ilgili değişim mutlaka var ama aynı zamanda iklim değişikliğinin de önemli etkisi var. Olası tetikleyici nedenlerden bahsedildi, toz fırtınaları denildi. Denize taşınan  tozlar alg patlamalarını tetikleyebilir. Bu bana daha önce söylenmişti. Bu alg patlamasının hemen önce yaşanan orman yangını ile körfeze taşınana küller ve atıklar alg patlamasını tetikledi. Bunun yüzde 100 doğruluğunu ben söylemeyemem ama bilim insanları söyleyecek. Orman yangını büyük bir yangındı. Kül ve tozlar çok fazlaydı. Körfezi etkilememiş olması mümkün değil. İZSU Genel Müdürümüz çalışmalarımızı anlattı. Kirliliği azaltmak kirliliğin oluşmasını engellemek ve süreci takip etmek için gerekeni yapıyoruz. Ancak sürekli bir izleme sistemi kurmalıyız. Bizim için şu anda bir alg patlaması, balık ölümü ve koku problemi yok. Günlük yaşayan insanlar olmadığımız için hepimizin derdi 'önümüzdeki yıl bir sorun yaşar mıyız?' diye düşünmek. Bu çerçevede çalıştaydan çıkan veriler ışığında kendimize yol haritası çizeceğiz. Deniz ekosistemi ile ilgili bu sorunu çözmek için elimizden geleni yapacağız. İzmir'e olan sevgimiz ve çevreye duyduğumuz saygımızla ve sağlıklı kentte yaşama kararlılığımızla yapacağız. Bu konuyla ilgili ilgisi ve duyarlılığı olan tüm dostlarımızı ülkemizde yakıştıramadığımız tuhaf siyasi baskılardan kendilerini sıyırarak bize katkı vermeye davet ediyorum. Bugüne kadar anladığım kadarıyla bu sorun İzBB'ye katı veren tüm kişi ve kurumlarla çözeceğimiz sorun olacak. Burada en önemli dayanağımız bilgi sahibi olan insanlarımız. Bu konuda teknoloji üzerine çalışan ulusal ve uluslararası tüm kurumların desteği lazım. Onlarla beraber yöneteceğimize inancım var" dedi. 

"SORUNLARLA BAŞA ÇIKMAYI ÖĞRENECEĞİZ"

Tugay konuşmasını şöyle sonlandırdı: 

 İzmirlilere şunu söylemek isterim ki, müsterih olsunlar. Hepimizin sürekli moralini bozmaya çalışan İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni suçlamaya çalışan insanlara kulaklarınızı tıkayın. Körfezi temiz tutmak tüm İzmirlilerin asli görevi oldu. Biz İzBB olarak üzerimize düşeni tam olarak yapacağız. Bu konuda şüpheniz olmasın. Ancak halkımızın desteği bize güç verecektir.  Bilim insanlarımızın desteği bize güç verecek. İzmir bu konuda da örnek olacaktır. Kendi çevre sorunlarına sahip çıkmayı başaran bir şehir olacaktır. Biz bilgiye ve bilime inanan insanlarız. Bu bilgiye mutlaka ulaşacağız. Bir başlangıç olan bu çalıştayla süreç devam edecek ve hiçbir zaman bitmeyecek. Hiç bir zaman daha iyi arayışımız sonlanmayacak. Biz bu sorunla başa çıkacağız. Gelecekte de önümüze çıkacak başka sorunlarla başa çıkmayı öğreneceğiz.

ÇALIŞTAYA KİMLER KATILDI ?

Dr. Isaac Yongquan Yuan - Key Laboratory of Marine Ecology and Environment Science, CAS

Olav Hollingsæter – OceanTherm CTO

Dr. Wentao WANG - Key Laboratory of Marine Ecology and Environment Science, CAS

Doç. Dr. Fatma Çolak SABANCI– Ege Üniversitesi  - Su Ürünleri Fakültesi

Prof. Dr. Şengül BEŞİKTEPE – Dokuz Eylül Üniversitesi – Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü

Doç. Dr. Ebru Yeşim ÖZKAN – İzmir Kâtip Çelebi – Su Ürünleri Fakültesi

Prof. Dr. Zafer TOSUNOĞLU – Ege Üniversitesi – Su Ürünleri Fakültesi

Prof. Dr. Filiz KÜÇÜKSEZGİN – D.E.Ü Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü

Öğr. Grv. Dr. Barış AKÇALI - Dokuz Eylül Üniversitesi - Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü

Prof. Dr. Esin SÜZER– Dokuz Eylül Üniversitesi - Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü

Araştırma Gör. Dr. Övgü GENCER - Ege Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği Fakültesi

Doç. Dr. Gamze TURAN - Ege Üniversitesi Su Ürünleri Mühendisliği Fakültesi

Prof. Dr. Ayşegül PALA -  Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği

Prof. Dr. Orhan GÜNDÜZ - İYTE Çevre Mühendisliği Bölümü

Prof. Dr. Hülya BOYACIOĞLU - Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü

Doç. Dr. Luc Ortaç ONMUŞ – Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı

Prof. Dr. Nuri AZBAR- Ege Üniversitesi Biomühendislik Bölümü

Doç. Dr. Şükrü YILDIRIM – Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yetiştiricilik Ana Bilim Dalı

Prof. Dr. Mine Sezgül Kayseri ÖZER - Dokuz Eylül Üniversitesi - Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü

Prof. Dr. Ali Cemal TÖZ – D.E.Ü Denizcilik Fakültesi, Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü(İng), Gemi Yönetimi Anabilim Dalı

Ceren AKDAĞ - DSİ 2. Bölge Müdürlüğü - Çevre Baş Mühendisi

Gökhan MARIM – İZDENİZ Genel Müdürü

Tülay YEŞİLLİK - İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı

Hasan TUNA - İzmir Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Deniz Koruma Şube Müdürü

Burçak UYSAL – Çevre Mühendisi

Ali Osman KARABABA - EGEÇEP

Songül ÖZGÜR  - TURMEPA İzmir Şube Koordinatörü

Ahmet Mustafa GÜLEŞ - TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı

Çağdaş GÜNEŞ - İzmir Kalkınma Ajansı ( İZKA) Uzman

Bülent KÖROĞLU - İzmir Bölge Liman Başkanlığı

Dr. Semih SEYYİDOĞLU - Ultrasonik Alman Firma Temsilcisi

Erdoğan ÇİÇEKÇİ – EBSO Çevre Komisyonu Başkanı

Arzu Yalabık – EBSO Çevre Mühendisi

Doç. Dr. Kemal Can BİZSEL - Deniz Bilimleri Ve Teknolojisi Enstitüsü, Deni̇z Bi̇li̇mleri̇ Anabi̇li̇m Dalı

Prof. Dr. Nihayet BİZSEL - Deniz Bilimleri Ve Teknolojisi Enstitüsü, Deni̇z Bi̇li̇mleri̇ Anabi̇li̇m Dalı

Öğr. Gör. Dr. Janset KAYAALP - Deniz Bilimleri Ve Teknolojisi Enstitüsü, Deni̇z Bi̇li̇mleri̇ Anabi̇li̇m Dalı

İZSU Yetkilileri

Murat GÜLTEKİN – Ege Derneği