GÜNDEME BAKIŞ - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, geçtiğimiz yaz orman yangınlarından etkilenen Bayraklı ilçesindeki bazı ormanlık alanları orman sınırları dışına çıkaran karar sonrası çevreciler isyan etmiş ve konuyu yargıya taşımıştı. 

180 BİNLİK KEŞİF TALEBİ 

 Davaya bakan Danıştay 8. Dairesi bilirkişi keşfi yapılmasına karar verdi ancak keşif için 180 bin lira avans yatırılması gerektiğini davacılara tebliğ etti.

SOYER'DEN TEPKİ

İzmir Büyükşehir Belediye eski Başkanı Tunç Soyer, istenilen keşif ücretine tepki göstererek şunları söyledi:

"Adalete erişim sadece zenginlere tanınan bir hak değildir.  180.000 TL keşif ücreti adelete erişimin önünde duvardır. Paran yoksa hakkın da yok demektir…Ağustos ayında İzmir’de hepimizi üzen bir orman yangını yaşamıştık. Daha yangının üzerinden 15 gün geçmişti ki “yangından mal kaçırırcasına” 31 Ağustos 2024 tarihinde, Cumhurbaşkanı Kararı ile Bayraklı’da bir bölümü yangın alanı, toplam 375 hektarlık alan orman sınırı dışına çıkarılmak istenmişti. Sivil toplum kuruluşları ve İzmirliler olarak bu karara dava açmıştık. 

MÜMKÜN DEĞİL

Geçtiğimiz günlerde mahkeme keşif ve bilirkişi incelemesi yapılacağını tarafımıza tebliğ etti. Davanın sağlıklı, adil ilerleyebilmesi için bir gereklilik olan bu keşif ve bilirkişi incelemesi için tarafımızdan talep edilen tutar: “180.000 TL”.  Bu fahiş tutarı vatandaşların ödemesi mümkün değildir. 

ORMANI KORUMAK İSTEYENYER CEZALANDIRILIYOR

Bilirkişi ücretlerinin fahişliği, özellikle bireylerin veya sivil toplum kuruluşlarının  devletle veya büyük sermayeyle karşı karşıya kaldığı davalarda yargıya erişim hakkını fiilen yok ediyor.

Asgari ücretli çalışan bir kişinin 9 aylık emeği bilirkişi ücreti olarak talep ediliyor. Yani bir ormanı savunmak için çok paranız olması gerekiyor. Kamu yararını gözeten yurttaşlar, bu fahiş maliyetler yüzünden hakkını arayamıyor. Bir insan hakkı olan adalete erişim kısıtlanıyor. Ormanları korumak Devletin sorumluluğundayken ormanları talan etmeye kalkışanlar değil, onları korumaya çalışanlar cezalandırılıyor.

BİR ENGEL

Bu mesele yalnızca teknik bir hukuk sorun değil; aynı zamanda adaletin erişebilirliğine, eşitliğin önüne konulmuş bir engeldir.  

Bu dava hepimizin ortak yaşam alanlarının, çocuklarımıza bırakacağımız doğanın davasıdır. Kamu yararını gözeten kişi ve kuruluşların, yaşam hakkını savunanların önüne  hak aramayı imkansız kılan maddi engeller konulması kabul edilemez.