İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Körfez’de yaşanan kirlilik ve balık ölümleriyle ilgili detaylı bir açıklama yaptı. Körfez’de son yaşananları “Çevre Kirliliği” olarak nitelendiren Başkan Tugay, “Bizler bu yaşadığımız çevre felaketiyle birlikte bundan sonra tüm gerçekliği ile bu sorunla yüzleşmemiz gerekiyor. Körfezimizim maalesef ağır bir kirlilik yükü altında. Bunun yarattığı sonuçları yaşıyoruz. 1965 yılından beri Körfez’in kirlenmekte olduğunu söylemek isterim. Yıllar içerisinde derelerle, körfeze 30’dan fazla dere ile Gediz Nehrini de buna katabiliriz… Körfeze evsel, tarımsal atıklar taşındı. Evsel atıkların bir kısmı da kaçak ya da sistemin aşırı yüklenmesi sonrasında körfeze olan akıtmalarla kirletti. Bayraklı sahilinde metrelerce çamur birikimi var” dedi.
GEMİLERLE TAŞINAN TÜR KÖRFEZ’DE BASKIN HALE GELDİ
Tugay, basın toplantısında şunları söyledi:
“Uzun yıllardır körfeze hepimiz İzmir’in tüm yaşayanları, sanayi ve endüstri kuruluşları, atık atıyor. İşin son noktasına gelinmiş gibi görünüyor. Bununla yüzleşmemiz gerektiği ve çözüm için de ortak çaba içerisinde olmalıyız. Bu renk değişikliği ve arkasındaki balık ölümlerinden sorumlu olan şey plankton denen türün çoğalması ile ortaya çıktığını düşünüyoruz. Geçen yıl bir tür saplanmıştı. 29 Ekim – 13 Kasım arasında gerçekleşmiş. Bu sene ikincisini yaşıyoruz. Bu türlerde başka enteresan şeyler var. Denizlerimizin türleri değil. Daha sonradan buraya taşınmış türler. Gemilerle taşınma sonrasında iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar ve Körfezimizde baskın tür haline geliyorlar.
İŞ BİRLİĞİ YAPMAMIZ GEREKİYOR
İzBB 2000 yılından beri bilimsel olarak yoğun bir şekilde inceliyor. 2018’e kadar DEÜ ile 2020-2024 arası TÜBİTAK ile sürüyor. Ortak çalışıyoruz. 68 tane farklı noktadan üç ayda bir TÜBİTAK’ın Marmara gemisi yüzeyden ve derinden ölçüm için su örneği alıyor. Bunları raporlandırıyor. 2000 yılından beri bilimsel verileri ile körfez takip ediliyor. Bilimsel verilere baktığınız zaman yorum farklılığına neden olmayacak problemin ne olduğunu görebiliyoruz. Bu sorunu siyasetin üzerinde görüyorum. İzmir’in belediye başkanı olarak, İzmirlilere saygısı olan biri olarak çok üzüldüğüm bu çevre felaketinden sonra ne yapmam gerektiğini düşündüğümde, bütün siyasi kimliklerimden sıyrılmamam gerektiğini, iş birliği yapmamız gerektiğini, sorunu çözmek için düşündüm. Aynı tavrı İzmir’deki tüm kişi ve kurumlardan bekliyorum. Sorunumuz büyük ve ağır. Çözüm için hep birlikte çalışmak dışında başka çaremiz yok. Sözlerim herhangi bir siyasi zemine çekilmesin.
SON 10 YILDA KİRLİLİK ARTIM!
3. dönemden sonra bir yükseliş var. 4. ve 5. dönemde hızlı yükseliş var. Mikro organizmalar 3. dönemden sonra arttı ve pik yaptı. Son 10 yılda problemin arttığını, yani kirliğin arttığını gösteriyor. Bu kirliliğe nedenini hatırlamak lazım. Herkesin odaklandığı bir arıtma sistemimiz var. İZSU’nun Sasalı’da ve Narlıdere’deki arıtma tesisi her ikisi de bakanlık tarafından sürekli kontrol edilen tesislerimizdir. Elimizdeki bilgilere göre bu tesislerden kaynaklanan anormal bir durum yok. Ben ve arkadaşlarım göreve geldikten sonra bir anormallik yaşamadık. Bir sorun yaşamadık. Arıtma üzerinde ağır bir yük ölçülmedi. Uzun yıllara baktığınız zaman dönem dönem arıtma ile ilgili problemleri yaşandı. Bazen koku bazen kirlilik olarak hayatımıza yaşandı.
İKİNCİ AĞIR SORUN: DERELER
İkinci ağır sorun dereler. Bunlar ilgili sorunlar yağışlı dönemlerde artmakla birlikte dereler yoluyla evsel ve endüstriyel bazı atıkların, menemen bölgesinden tarımsal atıkların körfeze aktığını biliyoruz.
GELEN GEMİLER KÖRFEZ’İ KİRLETİYOR
Körfezimizde bir liman ve tersanemiz var. Bunların da körfezi kirleten yapılar olduğunu herkesin bilmesi lazım. Özel tesisler. Ancak limana gelen yük gemilerinin körfezde ağır bir kirlenmeye ve mikro alglerin taşınmasına yol açıyor. Uzak ülkelerden; İzmir’e gelen yük gemilerini düşünün. Bu yük gemileri kalkmadan önce geminin tabanına su alıyorlar. Tonlarca…Daha sonu bu suyu körfeze geldiklerinde boşaltıyorlar. İlk defa geçen yıl görülen mikro organizmaların bu gemilerle körfeze taşındığını düşünüyoruz. Bunu ben değil bilim insanları söylüyor. Bu tür başka limanlarda alınan suların rastgele boşaltılmamış için bir arıtma tesisinin olması ve geminin oraya girmesi gerekir. Bu zorunluluk ama bizim böyle bir tesisimiz yok. Yapma sorumluluğu liman işletmesine ait. Büyükşehir Belediyesinin böyle bir sorumluluğu da yetkisi de yok.
YETKİ VE SORUMLULUK BAKANLIKLARDA
2000 yılında yapılan kanuna ve yönetmeliklerden sonra denizler ve iç sularda yaptırım sıralaması; birinci derece sorumluluk Çevre, Şehircilik ve iklim Değişikliği bakanlığında. Sonra Tarım ve Orman Bakanlığında sonra ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında… Belediyelere ve diğer kurumlara müdahil yetkileri arasında bir icraat yetkisi verilmiş değildir. Bunu bir bahane olarak sorumluluğu başka kurumlara yıkmak için söylemiyorum. Mevcut mevzuat bu. İZSU körfez konusunda aslında icracı olamıyor. Her ne kadar İzmir Büyükşehir Belediyesi bütün ekiplerle bu soruna görünür şekilde müdahil olsalar da aslında gerçekte yetkileri yok. İç körfezde; milyonlarca ton çamur birikmiş durumda. Bu çamuru almak istersek İzBB’nin belli bir metreküpe kadar temizlik yetkisi var. Bunun için bakanlık izni gerekiyor. Su akımını geliştirecek körfezdeki sirkülasyon kanalı gibi şeyleri bu tür projeleri yapma yetkisi de tamamen bakanlığa ait. Organize sanayi ve münferit sanayi atıklarını arıtan tesislerinin yaşadığı problemlerle ilgili yetki çevre bakanlığında…Biz gözlem dışında hiçbir yetkiye sahip değiliz. Buralardan kaynaklanan kirlilik konusunda eminiz.
ALT YAPILA 4 MİLYAN 200 MİLYON
GEDİZ nehri; körfezi kirletiyor. Sudaki oksijeni artırmak için suyu havalandırmak için çalışmalar yaptılar. Havalandırma çalışması yapıldı. Ölü balıkları toplayarak ileri kirliliğin önüne geçmeye çalıştık. Bu olay olmadan önce, yapmış olduğumuz atık su alt yapı çalışmasıyla ilgili adımlarımız var. Önümüzdeki aylarda kasım ayında çıkacağımız ihale ile 3 bölgede bir yağmur suyu ve kirli atık su ayrıştırma kanalı alt yapı çalışmasını yapacağız. Hazırlıklarımız tamam. Çınarlı da birinci bölge; Alsancak’ta ikinci bölge ve Poligonda-Güzelyalı’da üçüncü bölge şeklinde 4 milyar 200 milyonluk yağmur suyu ayrıştırması için hazırdık.
4. FAZ NİSAN AYINDA BİTECEK! HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞINDA ONAY BEKLENİYOR
Yapımı devam eden 4. faz Çiğli atık su arıtma tesisindeki çalışmamız var. 2002’de Çiğli’deki tesis göreve alındığında 2007’de 4. fazın yapılmış olması lazım idi. Hala yapımı devam ediyor. En önemli gördüğümüz işten biri bu idi. Önümüzdeki nisan ayında faaliyete alacak şekilde çalışmamız sürüyor. Yatırım maliyeti 1 milyar TL. Toplam 5 milyar 550 milyonluk yatırımı önümüzdeki 18 ay içerisindeki yapacak şekilde planladık. Bu yatırımlar için kredi görüşmeleri tamamlanmış. Fransız kalkınma bankasında kerdi anlaşması yapılmış. Diğer 3 proje içi dünya bankasından kredi anlaşmaları yapılmış. Hazine ve Maliye Bakanlığında onay beklenmekte. 4. faz ile ilgili; bir taraftan bir kredi anlaşması yapıldı ama biz yapımı sürdürüyor. Nisan ayında faaliyete geçecek. Eğer kredi kaynağı gelirse başka projelerde kullanacağız.
5. FAZA İHTİYACIMIZ VAR!
Bugünkü kirli su yoğunluğuna baktığınız zaman şunu görüyoruz; 5. Faza da ihtiyacımız var. 4. Fazı yapmak bize yetmeyecek. Çiğli atık su arıtmanın 5. Fazını yapmak zorundayız. Bununla ilgili talimat verdim. Proje çalışmasına başlandı. Fizibilite çalışması ve Cumhurbaşkanlığı yatırım programına alınmasını isteyeceğiz.
SİRKÜLASYON VE NAVİGASYON KANALLARINI BAKANLIK YAPMALI! DİKKAT ÇEKEN KOCAELİ ÖRNEĞİ
Mevcut olan kirliliği temizlenmesi gerekiyor. Bir sirkülasyon kanalının bir navigasyon kanalından bahsedildi. Geçen 5 yıllık süreçte bir çalışma olmadı. Bu çalışmayı yapmak yükümlü kurum İZBB değil. Ancak iç ve orta körfeze gelen bir damla suyun ve bütün körfezi bir akıntı ile gezmesinin ve tekrar çıkmasının aylar sürdüğünü herkesin bilesi lazım. İç körfezimiz maalesef suyun hareketsiz olduğu, akımın olmadığı yerler. O yüzden kendisini temizleyemiyor. Bu tür bir kanala sirkülasyon kanalına ihtiyacımız olduğu kesin. Bu iki kanalın yapımı çok yüksek maliyetli ve zor işler. İzBB olarak burada alabildiğimiz kadar sorumluluğu almaya hazırız ama aynı Kocaeli’nde dip taramasında yaptığı gibi, bakanlığımızın bu konuda sorumluluk almasını bekliyoruz. İşbirliğine hazırız.
YÜZLEŞMİŞ OLDUK! ÜÇ BAKINLIKTAN ÜZERİNİ DÜŞENİ YAPMASINI BEKLİYORUZ
Başkanlığa aday olduktan sonra biraz çekinerek dile getirdiğim konu körfezin kirliliği konusu idi…Teşhis koymak ve durumu düzeltmek için yapılacakları yapmak için hazırlık yapmıştık. Ancak bu krizden sonra sadece benim ve arkadaşlarımızın bu konuyu bilmesinin plan yapmasının yeterli olmadığını anlamış olduk. Bu olay bunlarla yüzleşmemiz oldu. İyi niyetli yapacağımız adımlar sorun çözmek için yeterli olamayacak. 3 bakanlığın üzerini düşeni yapmasını beklediğimizi söylemek isterim.
NÜFUS YÜKÜ DEVAM EDERSE…
Bir soruna daha yüzleşmek zorundayız. 2002’de arıtma tesisi yapılırken nüfusumuzun önümüzdeki yıllara göre yükselişi hesaplanmadı. 4,5 milyon nüfusun 3 milyonu körfezin çevresinde yaşıyor durumda. Yoğun yapılaşmayı kaldıracak alt yapı yok. Bunu konunun vahametini farkına varmamız gerekiyor. Metropol alan bu kadar nüfus yükü devam ederse bu sorunlar daha da artarak devam edecek. Bu nedenle her boyutu ile değerlendirmek zorundayız”
BİLİM KURULU OLUŞTURACAĞIZ
Önümüzdeki günler için şu sözleri vermek isterim; Körfezle ilgili durumu en detaylı yönleriyle tüm verileri ile takip etmek için bilim kurulu oluşturacağız. Bilim insanı ile birlikte çalıştık. Bunu ileriye taşıyıp her türlü konuyu devamlı inceleyecek çözüm önerileri olacak bilim kurulu olacak. Körfeze dair tüm verileri İZSU’nun sayfasından şeffaf olarak yayınlayacağız. Herkes tüm verileri sürekli görebilecek. Hiçbir bilgiyi saklamayacağız. Devletin tüm kurumları ile görüşmeye ortak çalışmalar yapmaya hazırız. Aynı tutumları onlardan da bekliyoruz.
İZMİR’E BU KONUDA BORÇLULAR
İzBB kaynaklarının önemli kısmını alt yapı körfez için arıtmalar için kirli ve temiz su arıtmaları için kullanılacak. Belediye başkanları yerin altına mı üstün Mİ daha çok yatırım yapsın diye tartışma vardır. İzmir’in alt yapıya, yatırımına ihtiyaç var. Hiçbir siyasi hesap içerisinde olamadan en önemli önceliğimiz alt yapı yatırımı olacak. Yurt dışı kaynaklarıyla ile ilgili Hazine ve maliye bakanlığı bize yardımcı olsun. İzmir’e e bu konuda borçlu olduklarını söylemek isterim. Körfez, kanal, alt yapı mastar planı yapılacak bu alandaki ileriye dönük hedefsizlikler giderilecek. Daha önce şu eksik yapıldı gibi bir tartışmanın içerisinde olmayacağım. İçerisinde bulunduğumuz durumu iyi anlamımız gerekiyor. İleriye dönük kararlar vermemiz
GEÇMİŞ GEÇMİŞTE KALDI…
Geçmiş geçmişte kaldı. Artık bugün yeni şeyler söyleme zamanı. Geçmişle kavga ederek bir yere varamayacağımız açık.
CEVAP VERMEDİM ÇÜNKÜ…
Bize yönelik suçlamalara cevap vermedim, konuşmamın içinde. Geleceğe dair çağrımını kimseyi suçlamadan yapıldığını ve iş birliği çağrısı olduğunu dikkatinize sunmak isterim. Buna aykırı tutum ve davranışlara ilişkin eleştirilerimiz bundan sonra olacak. 5 yıl sonunda umarım bugünden çok daha iyi olacak Körfezimiz. Gerekeni yapacağız.
KÖRFEZ’DE YÜZMEYİ VAADEDEMEM
Körfez’de yüzmeyi vadedemem ama bugüne kadar çok daha temiz körfezi İzmirlilere bırakacağımı söyleyebilirim. Tüm vatandaşlarımızın desteğine ihtiyacımız var.
ELİMİ UZATTIM, SIKILANA KADAR HAVADA TUTACAĞIM
“Birkaç bakanımıza görüşmek istediğimi ilgili kurumlara ilettim. Cevap bekliyorum. Eylül ayında bizimle görüşüleceğine dair bilgi vardı. Bugünlerde olayın politik zeminden olması gereken çözüm zeminine taşınması için bu sözleri kamuoyu duyacak şekilde dile getirmeyi, biz iş birliğine hazırız diye direkt iletmeyi doğru buldum. Geçmiş dönemde eksiklerden biri bu. Ama bu çift taraflı bir sorun. Körfez sorunu ile ilgili olarak yoğun bir iletişim olmamış. Ben elimi uzatacağım umarım o el boşta kalmayacak. İzmir için uzatacağım Elim sıkılacak ve çözümü hep birlikte sağlayacağız. Uzattığım el sıkılana kadar elimi havada tutacağım”