GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Tarihi Havagazı Fabrikasında İzmir Deprem Master Planı çalıştayı gerçekleştirdi. Toplantıya Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Uzmanı Prof. Dr. Hasan Sözbilir, CHP milletvekilleri Tuncay Özkan ve Rıfat Nalbantoğlu, ilçe belediye başkanları katıldı. 

Whatsapp Görsel 2024 09 23 Saat 10.10.46 4E1Ce933

EN ÖNEMLİ KONU

Burada konuşan Başkan Tugay, "Oldukça yoğun bir katılım var bu da hepimizin depremle ilgili endişesini bir tarafta gösteriyor. Deprem İzmir’imizin için ne kadar önemli bir konu ve yapacağımız çok iş olduğuna dair belirti. 30 Ekim 2020 Depremi, bize İzmir’de deprem durumunda yaşananları anlattı, yaşayarak gördük. O günden bugüne çok çaba gösterildi. Neticede 4 yıl geçti depremin ardından, 6 Şubat’taki korkunç deprem de bize çok şeyi gösterdi. Sorumuz şu dirençliliğimizi ne kadar arttırdık ve yaşanacak sorunlara ne kadar hazırız? Bu sorulara endişe ile cevap verileceğini düşünüyorum. Yapılması gereken mevzuat değişiklikleri yapıldı mı? Aldığımız gereken kararları aldık mı? Verileri yeterince hızlı ve kapsamlı aldık mı? Olası risklere karşı dirençli hale gedik mi? Elbette bir şey yapıldı ama görünen o ki yapılanlar yetersiz kaldı" ifadelerine yer verdi.

"BÖYLE Mİ OLMASI GEREKİYOR?"

1999’da yapılan master planının bugün için yeterliliğini kaybettiğine dair verilere dikkat çeken Başkan Cemil Tugay, "Bu nedenle yeni bir master planı yapacağız gibi görünüyor çünkü 99 yılından beri İzmir çok değişti. Ama bir yerden sonra bir şeyleri artık hakkıyla en iyi şekilde yapmak zorunda olduğumuza dair inançla bu çalışmayı yapmak istiyoruz. Yanımdaki hocalarımızın yüzlerine baktım. Hocalarımız, 'biz anlatacağız ama bir şeyler değişecek mi?' diye bir ifade var. ODTÜ elinden geleni yaptı ancak ne kadar mesafe aldığımızı konuşmak lazım. Hocalarımız TÜBİTAK adına bir araştırma yapıyorlar. Bizler kurum olarak bambaşka araştırma yapıyoruz. İki kurumun verileri ortak havuzda değerlendiriliyor. Böyle mi olması gerekiyor? İş bölümü yapsak daha hızlı ilerleriz. Yakın zamanda yaşana Körfez konusunda da aynı şeyi söyledim" dedi.

"KAPANMIŞ KULAKLARI AÇACAĞIZ!"

Merkezi iktidara 'ayrıştırma' üzerinden eleştirilerde bulunan Başkan Tugay, "Bu ülke artık siyaset üzerinden falanca kurum, filanca merkezi ya da yerel yönetim diye ayrıştırma hatasından vazgeçmeli. Belediye başkanları olarak siz değerli katılımcılara ve halkımıza vereceğim en net mesaj budur. Bu ülkenin kaynakları kullanılıyor ancak bir şekilde ayrışıtılıyorlar. 2 farklı ülke varmış gibi 2 ayrı çalışma yapılıyor. İnsanların artık benim küçük iktidar alanlarım olsun başarılar bana ait olsun anlayışından vazgeçmesi gerekiyor. İklim krizi ile mücadele ederken de depremle ilgili hazırlık yaparken de siyaset üzerinden ayrışma olmaz. Rica ediyorum herkes kendine gelsin. Üniversitelerimiz, hocalarımı kurumlarımız var. İşbirliği ile çok daha hızlı yol alınabilir. Biz 4 sene önce mevzuatla ilgili değiNİLmesi gerekenleri Karşıyaka Belediyesi olarak bildirdik ama ne yapıldı? Hiçbir şey... 4 sene önce ne kadar eksikse şu gün de eksiklikler duruyor. O kapanmış olan kulakları ne zaman açacağız ve sesleri duyacağız" ifadelerini kullandı.

"MEVZUATTA KARŞILIĞI OLMALI"

Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu hatırlatan Tugay, "Her gün bir yerlerde depremler oluyor. Ancak çok iyi biliyoruz ki İstanbul, İzmir gibi kentlerde bulunan fay hatları depremler üretecek. İzmir'in depremselliği ile ilgili yapılan çalışmalardan gördük ki bizim 6,5 üzerinde deprem üretecek fay hatlarımız var. Bu kaçınılmaz. Kat sayısını önce 5’e düşür sonra unutuldu diyerek 8’e çıkar anlayışı ile yönetilmeyi hak etmeyen insanlar yaşıyor bu ülkede. Mevzuat öyle ki bir binanın hangi noktada hangi problemlerle depreme dayanıksız olduğu tanımlamaları yetersiz. Karşıyaka’da binanın betonarme yapısı sağlam olanlar güven hissederek oturuyor ancak temelde yapılan çalışmaların yeterli olmadığı ya da korozyon etkisiyle risk ortaya çıktığını anladık. Biz insanları sözlü olarak ikna etmeye çalışıyoruz ancak bunun mevzuatta bir karşılığı olmalı. 8-10 kişinin yaşadığı binalarda insanlara 'kendiniz anlaşın' demek yerine çözüm için yardımcı olunması gerekiyor" dedi.

"EMSAL ARTIŞI VAHİM BİR HATA"

Emsal artışlarına tepki gösteren Cemil Tugay, "30 Ekim Depremi’nden sonra biz binalara emsal artışı vermek zorunda kaldık çünkü kimse yardımcı olmuyordu. Ancak İzBB öyle bir eleştiriye maruz kaldı ki… Yapabileceği tek iş emsal artışıydı, doğru muydu? Değildi. Binalara emsal artışı verip katlarını yükseltmek şehrimizin bazı bölgeleri için vahim bir hatadır. Orada daireniz olabilir, mülkiyet hakkınıza saygı duyuyoruz ama o bina yıkılır ev altında kalırsanız biz bunu açıklayamayız. O nedenle ne istediğinizin farkında olun. İnsanların gözünü boyayarak nereye kadar gidebiliriz? Olmaz böyle şey, bunu sadece İzmir için değil Türkiye için söylüyorum. Bundan sonra doğru olduğunu inandığımız şeylerin arkasında durup doğrusunu yapalım" ifadelerine yer verdi.

"İMAR AFLARI UTANÇLARI OLACAK!"

İmar affı üzerinden merkezi iktidara tepki gösteren Başkan Tugay, "Ben belediye başkanı olarak doğru olduğuna inandığım şeylerin arkasında duracağım. Ortak dertlendiğimiz birçok bilim insanı, odalarımız burada. Bu dönem bir şeyleri değiştirmenin ve düzeltmenin dönemi olsun. Söylenen yalanlara kimse inanmasın, kim yalan söylüyorsa hepimiz bilelim, görelim. Bu toplantı gerçekten bir sonuca ulaşmak için yapılıyor. 'Kanun, mevzuat değişikliği bekliyoruz' diye de durmayacağız. Evet bekliyoruz, Türkiye’nin buna ihtiyacı var ancak kötü bir olay yaşanırsa onların utancı olacak. İmar affında olduğu gibi. Onlar da kulaklarını açsın ve insanların binalar altında ölmesine sakat kalmasına izin vermeyelim. 6 Şubat depreminde bu salonda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız bu salonda bizlerle toplantı yaptı, atladım arabaya gittim. Durum çok kötüydü, ben o depremden sağ kalan insanların iyi yaşadığına inanmıyorum. Çok kötü durumlar yaşandı. Ciddi olarak sorun çözmek için çalışmalıyız. Bir şeyleri çok akıllıca yönetmemiz lazım, o nedenle bilim ve akıl çok önemli. İzmir’de kaç tane binanın deprem riski nedeniyle boşaltılması, yeniden yapılması, konumlarının değiştirilmesi katlarının azaltılması gerektiğini bilmiyorum. Ama şunu biliyorum, bir tane evin deprem riski olduğu halde boşaltamadığımız evlerin kolonlarını güçlendirirsek depremde belki yine o bina hasar alacak ama insanlar katlar arasında sıkışmadan hayatlar kurtarılacak. Ya hep ya hiç demeden ara çözümler üretmemiz lazım. İzmir’de bir ay üç ay sonra deprem olmayacağını nereden bilebiliriz? Kökten binaları yık yap yetiştiremeyiz ancak seyir mi edeceğiz? Hayır, ara çözümler üreteceğiz" dedi.