Bakan Kurum'un haksız bir şekilde suçu yerel yönetimlere yıkmaya çalıştığını ifade eden Tugay, "Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak arkadaşlarımla birlikte bir eylem planı zaten hazırlıyoruz, hazırladık üzerimize düşenleri yapıyoruz, yapacağız. Körfezin daha fazla kirlenmemesi için elimizden gelen her türlü önlemi alacağız. Ancak bu problem çok ağır bir problem. Önemli ve çevre sorunu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerine düşeni yapmak zorunda" dedi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Planlama Ajansı (İZPA) tarafından İZQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezi'nden düzenlenen “Nasıl Bir İzmir?” çalışmaları serisinin ilk modülü “Kent Konuşmaları” programı öncesi basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bakanlığının bütçe sunumunda İzmir Körfezi'nden getirdiğini söylediği bir şişe deniz suyunu göstererek büyükşehir belediyesine yönelik eleştirilerine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakan Kurum'un eleştirilerine yanıt veren Tugay, şunları kaydetti:
"Bunu aslında çokça konuştuk. İzmir'de tartıştık. Bir bilim kurulu oldu orada ben yine bütün açıklığıyla gördüklerimizi anlattım. Körfez çok uzun yıllardır derelerden gelen kirlilikle, arıtmanın atıklarıyla, gemilerden boşaltılan atıklarla, tersane kaynaklı kirlilikle, sanayi kökenli kirlilikle kirlenmiş durumda. Körfezin tabanında çok kalın bir birikinti oluşmuş durumda. Bu birikinti uzun yıllardır özellikle derelerden taşınan atıklarla aslında birikmiş durumda. Şimdi burada kirliliğin temizlenmesini, dip taraması yapılmasını ve bir sirkülasyon kanalıyla aynı zamanda Körfez'de bir akıntı oluşturulmasını ve bu şekilde Körfezin temizlenmesini sağlamamız lazım. Yapmamız gereken şey bu.
"Üzülerek izledim"
Ancak ısrarlı bir şekilde AK Partili siyasetçiler, Çevre ve Şehircilik Bakanı sanki bu kirlilik sadece şehrin arıtmasından kaynaklanıyormuş gibi 'sorumlusu belediye, sorumlusu sizsiniz, siz kirlettiniz siz temizleyin' diye çok tuhaf, sorumsuzca bir açıklama yapıp duruyor. Bu gerçekten bugün bir zirve yapmış durumda. Nereden alındığı belli olmayan bir suyu yani biz de Körfez'den su alabiliriz ve eminim çok daha temiz yerlerden de alabiliriz o suyu. Bir şişe suyu götürüp bu bunu göstererek yani çok haksız diyeceğim, çok hafif bir tabirle haksız bir şekilde yine suçu yerel yönetimlere yıkmaya çalıştığı bir şeyi izledik. Ben de çok üzülerek izledim.
"İzmir, Türkiye'nin bir şehri"
Defalarca dile getirdiğimiz bir şey var; İzmir, Türkiye'nin bir şehri. Bakanlık, İzmir'in de sorunlarından sorumlu. İzmir'e zaten çok az kaynak ayırıyorlar. Yapılması gereken şeylerin çoğunu bekletiyorlar, yapmıyorlar. Yatırım bütçelerine baktığınız zaman bunları görebiliyorsunuz. Türkiye'nin her yerine her şeyi yaparken bütçe bulunuyor. İzmir'e gelince nedense bir bütçe darlığı oluşuyor ya da tasarruf yapma ihtiyacı duyuyorlar. İzmir'in Türkiye'nin bir şehri olduğunu ısrarla söylemeye devam edeceğiz.
"Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerine düşeni yapmak zorunda"
Vatandaşlarımıza da şunu söylemek istiyorum; ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak arkadaşlarımla birlikte bir eylem planı zaten hazırlıyoruz, hazırladık üzerimize düşenleri yapıyoruz, yapacağız. Körfezin daha fazla kirlenmemesi için elimizden gelen her türlü önlemi alacağız. Ancak bu problem çok ağır bir problem. Önemli ve çevre sorunu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerine düşeni yapmak zorunda. Bu keyfi bir durum değil. Bunu idrak etmelerini sabırla beklemeye devam ediyoruz."