Toplumumuza baktığımızda yalnız başına karar almakta güçlük çeken, toplumun dayattığı normların dışına çıkamayan çıktığında ise bir suç işlediğini düşünen, sürekli birilerinin yönlendirmelerine ihtiyaç duyan bireylere fazlasıyla rastlamaktayız. Bunun nedenlerini düşündüğümüzde küçük yaşta ebeveynlerin yanlış tutumlarının kaygılı ve bağımlı bireylerin yetişmesine sebep olduğunu görmekteyiz.
Genellikle geç çocuk sahibi olmuş ebeveynler çok daha fazla koruyucu bir tutum içine girerler. Ayrıca en küçük çocukların ya da tek çocukların bağımlı yetişme olasılıkları çok daha yüksektir. Ebeveynler bu koruyucu ve aşırı besleyici tutumlarıyla çocuklarına karşı sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getirdiklerini düşünmektedirler fakat gelecek yıllarda çocukların bireyselleşme süreçlerine ciddi oranda zarar vermektedirler. Çocuklarını toplumda var olan bir birey olarak yetiştirmek yerine çocuklarını kendilerinin bir eşlemi olarak görmektedirler.
Bu tip ebeveynlerin çocukları gelecekte; çabuk üzülen, çabuk heyecanlanan, en küçük olayı bile büyütebilen, karar almakta güçlük çeken bireyler haline gelebilirler. Bu ebeveynlerin çocukları genellikle arkadaşlık ilişkilerinde daha verici olan taraf olmaktadırlar. Kaygılı ve bağımlı çocukların özellikle odakları anneleridir. Anneden ayrılmak onları fazlasıyla tedirgin edebilir. Arkadaşlarıyla vakit geçirmek yerine anneleriyle vakit geçirmeyi tercih edebilirler. Her daim düşüncelerine anne veya babasının başına bir şey geleceği düşüncesi hakimdir. Sürekli aile bireylerinden biriyle uyumak isteyebilir. Bu gibi durumlarda kaygılı ve bağımlı çocukların toplumda benliklerini ispat edebilmesi de ne yazık ki çok kolay olmayacaktır.
Peki ne yapmalıyız?
Aileler çocuklarının küçük yaştan itibaren sorumluluk alabilme becerilerini desteklemelidirler. Bu bağımlı davranışlar çok büyük oranda anne ve baba tutumundan kaynaklandığı için aşırı koruyucu olmamalılar çocuklarının problemlerle savaşmasına izin vermeli, bağımsız iş yapmalarını desteklemelidirler. Anne ve babalar bağımlı olmak ile bağlı olmak arasındaki farkı mutlaka ayırt etmelidirler. Bağımlı olmak “seni seviyorum sensiz hiçbir şey yapamam” mesajı verir bağlı olmak ise “evet seni çok seviyorum ama sen bensiz de var olabilirsin” mesajını verir. Anne ve babalar çocuklarının bağımsızlık çabalarını mutlaka desteklemelidirler. Yaşamıyla ilgili bilgi sahibi olmalı ancak yaşamlarının kontrollerini tamamen ellerinde tutmamalıdırlar.
Unutmamak gerekir ki!
Sağlıklı bireyler sağlıklı toplumları oluşturur. Anneler ve babalar, kendileri için çocuk yetiştirmek yerine toplumda yer edinebilen, fikirlerini özgürce ifade edebilen, rahatlıkla hayal kurabilen, hayallerini gerçekteştirebilmek için adım atmaktan korkmayan, başka dünyaları, başka fikirleri tanıyabilen ve hissedebilen bireyler yetiştirdiği gün toplumun daha tutarlı olduğunu göreceğiz. Bağımlı değil bağlı ebeveynler olalım.
Çok Sevgiler….