Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve eşi Avukat Duygu Aslanoğlu, GÜNDEME BAKIŞ'a bayrama özel açıklamalarda bulundu. Çalışkanlığıyla tanınan, yakın arkadaşlarının "İyi bir oyun kurucu" olarak tanımladığı Şenol Aslonoğlu ve güzelliğiyle olduğu kadar zarafeti, nezaketi ve güler yüzüyle de dikkat çeken Duygu Aslanoğlu, nasıl tanıştıklarını, evliliğe giden yolda neler yaşadıklarını içtenlikle anlattı.

Şenol Aslanoğlu'nun "En zor projem" dediği, tabiri caizse 5 yıl peşinden koştuktan sonra "Evet" demeye ikna ettiği Duygu Aslanoğlu ile bol kahkahalı söyleşimize "Nasıl tanıştınız?" diyerek başladık.

"TANIŞTIK VE VURULDUM"

Şenol Aslanoğlu: Duygu’nun çalıştığı Hukuk ofisinde, benim de yeğenim çalışıyordu. Dolayısıyla oradan arkadaştılar. Onun vasıtasıyla tanıştık. Sonra vurulma işleri oldu.

Duygu Aslanoğlu: Tek taraflı tabi... (Gülüyorlar)

"İKNA ETMEK 5 YILIMI ALDI"

Şenol Aslanoğlu: Bir arkadaşlığımız oluştu tanışma sonrası. Daha sonra Duygu İZSİAD'ın bazı etkinliklerine geldi. Birkaç ay sonra ben 'Aramızda bir şeyler olsun, biz çok güzel oluruz' dedim. O ise 'Yo yo olmayız' dedi ve konu öylece kaldı. Ara ara karşılaşırdık,özel günleri asla atlamazdım; tabi karşılık gelmezdi... 1-2 sene sonra İstanbul'a ortak bir projemiz için gittik. Kalan vakitte de İstanbul’u gezdik. Günün sonunda çok güzel bir restoranda tekrar kendisine 'Ya sen olmaz diyorsun ama aslında bizden çok güzel olur' dedim. Yine 'Olmaz' dedi. Geriye dönüp baktığımda 5 yıl geçmiş ve  ikna etmek benim 5 yılımı almış.

"HER KONUŞTUĞUNDA HAYRAN OLUYORDUM"

Duygu Aslanoğlu: Her ne kadar olmaz desem de her muhabbetimizde ben ona, olaylara bakışına, aktarışına hayranlık duyuyordum. Şartlar oluşmamıştı, ben daha evlilik için, bir yuva kurmak için erken olduğunu düşünüyordum. İşte bu düşünceler bana 'Olmaz' dedirtti. 5 sene sonra 'Gel bir kahve içelim' dedi, nasıl ikna etti bilmiyorum ama kahve, akşam yemeğine döndü. Ben o akşam yemeğinden kalkmak istemedim. O kadar keyifli bir geceydi ki... Ağzım kulaklarımdan hiç inmedi. Öyle ki  eve gittiğimde çenem ağrıyordu gülmekten.

"EVLENME TEKLİFİNİ BEN ETTİM"

Ertesi gün ben bahane üreterek mesaj attım, altına da 'Bahane ararken ben' yazdım. 'Gel kahve içelim' dedi. O günden sonra sürekli bir araya geldik, bir baktık evlenmişiz. Bu arada, evlenme teklifini ben ettim. Şenol zaten evlenme hazırlıkları aşamasındaydı, doğum günü de gelmişti. Öyle bir şeydi ki hissettiğim; bana tüm klişeleri yıktırdı. Beraber olmamıza verdiğim kıymet; illa erkek evlenme teklif etmeli gibi bir şartlanmadan çok daha öteydi. 

Arkadaşlarına 'Ben hediye olarak evlenme teklif etsem ne güzel olur değil mi' dedim. Onlar da çok heyecanlandılar. Doğum günü kutlamak için bir sahil kasabasındayer ayırttım.  Arkadaşlar ailecek önden gidip yerlerini aldılar.Benden daha heyecanlılardı. Şenol’u aldım gittim. Bir yandan bir doğum günü için bu kadar uzağa gitmeyi anlamsız buluyor. Bir yandan beni kırmamak için bir şey demiyor..Şenol tabi doğum gününü kutlayacağımızı sanıyor. Evlilik teklifinden haberi yok. Yüzük aldım...

Şenol Aslanoğlu: Bir hareketlilik var ama doğum günümde güya sürpriz yapıyorlar diyorum. Ben de kimseyi bozmuyorum sürpriz yapacaklar diye...

"ATEŞİN BAŞINDA EĞİLDİM VE TEKLİF ETTİM"

Duygu Aslanoğlu: bulunduğumuz yerden ayrıldık, bahçe kısmında ateş çukuru hazırlanmış, başına gittik hep birlikte. Hava da nasıl soğuk anlatamam. Ateş başına giderken arkadaş videoyu açtı ve 'Şenol heyecanlı mısın, ne bekliyorsun' diye soruyor, 'Evet ya pasta gelecek diye bekliyordum ama biz başka bir yere gittik' dedi. Arkadaş 'Çok tedirginsin değil mi' diye soruyor. Şenol da 'Evet kontrol bende değil şu anda, o yüzden çok tedirginim. Biliyorsun ki ben kontrolsüz yapamam’diyor. Ateş başında konuşma yapacağımı söyledim. Yanıma geçti, gelen arkadaşlarımıza teşekkür ettim, yeni yaşını kutladım ve dedim ki; bu adam 5 yıl peşimden koştu, hiç vazgeçmedi, bize hep inandı. (eğildim, elimde yüzük) o yüzden bu adamla yaşlanmak istiyorum.  İnanılmaz şaşırdı ve uzun süre de o şaşkınlığı atlatamadı. Beklemiyordu, en sonunda 'Bu bana gerçekten sürpriz oldu ama bu benim sürprizimi de bozan bir sürpriz oldu’ dedi. Çünkü kendisi de o sıra evlilik teklifi etme hazırlığındaymış. Arkadaşlarının da zaten bunu bu kadar heyecanla desteklemelerine anlam verememiştim. İşin esprisinde olduklarından, Şenol’un sürprizini de bozmak  hoş olacağından hemen kabul etmişler.

"ARDINDAN DA BEN EVLENME TEKLİF ETTİM"

Şenol Aslanoğlu: Hem çok şaşırdım hem de sevindim. Çok keyifliydi.

Sonra ben yine, her kadının böyle bir anı olması lazım, erkek akıllı olmalı, hayatımın sonuna kadar başıma kakılma ihtimali var. Ben evlenme teklif ettim. Kimse 20 sene sonra 30 sene sonra evlenme teklifi almadım diye söylenemeyecek. ( gülüyor)

"ŞENOL BANA HAYATIMIN HER YERİNDE DESTEK OLUYOR"

Şenol Bey evde nasıldır, size yardımcı olur mu, mutfağa girer mi?

Duygu Aslanoğlu: Ben prensesler gibi yetiştiğim için yemek yapmayı falan bilmezdim evlendiğimde. Şenol benden önce kendisi yemek yapıyormuş. Gel bak şöyle yapalım, böyle yapalım diye diye kırmadan dökmeden bi bakmışım bana yemek yapmayı öğretmiş.. ayrıca her şeyde çok pratik. Endüstri mühendisi olduğundan nasıl pratik olabilir yaptığım iş kısmını çok iyi biliyor. Her gün hayatıma yeni birşey katıyor. Yalnızca evde değil, Hayatımın her alanında  bana yardımcı oluyor, desteğini hep arkamda hissediyorum. Bu arada hem pratik hem de inanılmaz düzenlidir.

Sevmediğiniz tarafları var mı?

(Şenol Aslanoğlu başıyla 'Evet' diyor)

Duygu Aslanoğlu: Sürekli dosyaları açık kafasında. Ben bir şey söylediğimde 2-3 dakika sonra cevap gelir. O an bir şey düşünüyordur, benimle konuşurken de bir dosyası muhakkak açıktır. Bana has bir şey de değildir. Herkesle konuşurken, arka planda çalıştırdığı bir dosya, çözümlemeye çalıştığı bir problem vardır. Hiç bir şey yoksa bile arka tarafta tasarladığı bir proje vardır ve onun üzerinde çalışıyordur. Çift çekirdekli olduğunu söylüyorum ona ben hep.

Evde kimin sözü geçer, son sözü kim söyler?

Şenol Aslanoğlu: Ona sorarsanız Şenol, bana sorarsanız Duygu derim.

Peki kim kimi ikna eder?

Duygu Aslanoğlu: Kesinlikle O beni ikna eder.

Şenol Aslanoğlu: Ben iyi iknacıyımdır. Duygu en zor projeydi. O kadar zamanı başka şeye harcamış olsaydım, ne iknalar olurdu. Duygu en zor iknam oldu... (Gülüyorlar)

"YA BEN ONUN TEMPOSUNA YETİŞİYORUM, YA O BANA VAKİT AYIRIYOR"

Sizinle il başkanı olacağını paylaştığında ne hissettiniz?

Duygu Aslanoğlu: Siyasetin hep içindeydi. Peki ama aile hayatımız ne olacaktı? Bu açıdan çok endişe duydum. 'Nasıl olacak, bundan sonra görüşemeyecek miyiz' diye... Görüşemeyeceğiz, hayatımız değişecek gibi çok gel gitlerim oldu, hepsini sakinleştirdi Şenol sağolsun. İşin içine girdikten sonra da, büyük bir kopukluğumuz olmadığını gördüm. Ya ben onunu temposuna yetişiyorum, ya o bana vakit ayırıyor. Sürekli bir araya geliyoruz.

"AİLELERİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİM"

Sizi gece ev ziyaretlerinde, sabah saha çalışmalarında hep eşinizin yanında görüyoruz. Siz de onun kadar çalışıyorsunuz. Bu durum sizi nasıl etkiliyor?

Duygu Aslanoğlu: Çok iyi hissediyorum. İnsanlara dokunmak, insanların yanında olmak çok güzel bir duygu. En başta tabi ki eşimin yanındayım. Aile ortamımızı genişletiyoruz, gittiğimiz ailelere taşıyoruz. O ailelerin yanında olmak gerçekten iyi hissettiriyor. Hele bir de onlar için elimizden küçücük de olsa bir şey geliyorsa daha da iyi. Onlarla bir paylaşım içinde olmak çok güzel, bu yüzden onların yanında olmaya devam edeceğim.

"SİYASETİN EN ÇOK AİLELERLE BİR ARADA OLMA KISMINI SEVDİK"

Şenol Aslanoğlu: Biz insanlarla birlikte olmaktan keyif alıyoruz. Tek başımızayken de keyif alıyoruz, çift olarak bir arada insanlarla birlikte olmak da çok keyif veriyor.  Bahsettiğiniz gecekondularda, evlerde oturmak, insanların hikayelerini dinlemek bize keyif veriyor. Aslında siyasetin karı koca olarak şimdiye dek en çok neresini sevdiniz derseniz, biz en çok o kısmını sevdik. Bıraksalar sabah kahvaltısından akşama kadar bu kısmını yaparız. Bizim sevmediğimiz kısmı açılışlar, kapanışlar, protokoller... Buralar bizim çok haz ettiğimiz yerler değil.

"DUYGU BANA MÜTHİŞ GÜÇ, ENERJİ KATIYOR"

Duygu hanımın sizi hiç yalnız bırakmaması size güç katıyor mu, nasıl hissetiriyor?

Şenol Aslanoğlu: Bu çok anlamlı, bana müthiş güç, enerji katıyor. Bu arada biz bir arada olduğumuzda çok keyif alıyoruz. Birlikteyken fazlasıyla gülüyoruz, eğleniyoruz. Özellikle de ilçelere yaptığımız seyahatlerde, arabada. Gelemediği zamanlarda 'keşke Duygu da olsa' diyorum. Bakırçaya, Menderes’e  birlikte gittiğimizde yolda gülüyoruz, eğleniyoruz, stres atıyoruz, paylaşmamız gereken şeyleri paylaşıyoruz. Zaten biz tempomuzdan dolayı genelde yemeğimizi de arabada yiyoruz.

"DUYGU HER SABAH YEMEK ÇANTASI HAZIRLAR"

Bilenler bilir, ben yemek konusunda kontrol altında tutulan bir adamım. Duygu her sabah bir çanta hazırlar, üstelik kendisi hazırlar kimseye de hazırlatmaz. Onu bir de takip eder, asistanlarla 'Yedi mi, verin yesin, saat geldi arkadaşlar' diye. Benim iş dünyasında da tempom hep böyleydi. Toplantı yaparken yemek yemek zorunda kalırım. Çünkü yemek için ayrı vakit ayırmam ki; bir kaç işi daha çözebileyim.

Duygu Aslanoğlu: Şenol’u en çok anlatan şeylerden oluşan bir doğum günü pastası yaptırtmıştım, pastanın üzerine Şenol figürünün yanına sefer tası figürü de koydurmuştum. Çünkü artık sefer tası onu en çok anlatan şeyler arasında yerini aldı. ( gülüyorlar..)

"BENİM ÖĞLE YEMEĞİM BROKOLİDİR"

Şenol Aslanoğlu: Bakar, kontrol eder, yedim mi yemedim mi diye. Benim iş dünyasında da öğle yemeklerim toplantılıydı, şimdi de öyle. Gelene biz dışarıda yemek söyleriz ama benim ki brokoli olabilir, kereviz olabilir. Bu düzende tutmaya çalışması, günlerimi sağlıklı geçirmem için uğraşması çok kıymetli.

"DUYGU'YU KISKANIRIM"

Ortalamanın çok üstünde güzel bir kadınla evlisiniz, bu durum sizde kıskançlık yaratıyor mu?

Şenol Aslanoğlu: Allah nazarlardan saklasın eşimi, çok güzel. Evet kıskanırım.

"KAŞINDAKİ İZ ÇOK KARİZMATİK DURUYOR"

Kaşınızdaki izi de sormak istiyorum, o da çok konuşulan konular arasında

Şenol Aslanoğlu: Ya bu dönem en çok sorulan sorulardan biri. Geçenlerde Sevda (Erdan Kılıç) bana, "Oğlum kaşını çizdirmek istediğini söyledi,'nereden çıktı' dedim, 'Ya senin il başkanın da kaşını jilet attırmış, ben de  attıracağım' dedi" diye anlattı. Ben 5 yaşındayken ağabeyimle oynarken jilet ile kesilmiş , dikkat ederseniz yüzümde de var.

Duygu Aslanoğlu: Çok karizmatik duruyor.

Şenol Aslanoğlu: Yüzüme dikkat etmeyenler beni de modaya uymuş sanıyor.  Bu aralar kaşta moda, gençler yaptırıyor.

Sohbet inanılmaz keyifliydi. Ayaklarınıza sağlık. Bir sonraki sohbetimizde evimize bekleriz. Ayrıca bugün Ramazan Bayramı Arifesi. Acılarımız da taze.. Bir yanınız Bayram ederken bir yanımız buruk.. Milletimizin Ramazan Bayramı mübarek olsun.