Gündem

Antakya Medeniyetler Korosu yeniden sahneye çıkıyor

Abone Ol

Medeniyetler arasında köprü oluşturmak ve kadim kent Hatay'ın tanıtımına katkı sağlamak amacıyla 2007'de kurulan Antakya Medeniyetler Korosu, depremlerle yıkılan şehirlerini ve kayıplarıyla eksilen topluluklarını yeniden ayağa kaldırmak için çalışmalarına başladı.

Hatay'ın kültürel zenginliğini ve hoşgörüsünü tüm dünyaya tanıtan koro, depremden sonra ilk konserini 28 Mart Salı günü Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde "Seyhan'dan Asi'ye El Birliğiyle" adı altında verecek.

Antakya Medeniyetler Korosu'nun ikinci konseri de 30 Mart'ta Zorlu PSM'de "Dayanışma Sahnesi"nde birçok ünlü sanatçının da katılımıyla olacak.

Her koltuğun bir öğrencinin eğitim desteğine dönüşeceği etkinlikten elde edilen gelir, depremden etkilenen 2 bin 200 öğrenci için kaynak oluşturacak.

Nobel Barış Ödülü'ne 2012 yılında aday gösterilen ve Kültür Bakanlığı 2019-2020 Özel Ödülünü alan koro, konserlerinde depremlerde kaybettiği üyeleri Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu, Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz'ın anısına şarkılar seslendirecek.

"O kadim topraklar tekrar gün yüzüne çıkacak"

Depremde yıkılan evinin enkazında 8 saat kaldıktan sonra kurtarılan ve geçici süreyle İzmir'de barınan koro şefi Yılmaz Özfırat, AA muhabirine, çok sayıda insanın hayatını etkileyen depremin ardından Antakya'yı yeniden ayağa kaldırmak istediklerini söyledi.

Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi sanatçıların birlikte şarkı söylediği Antakya Medeniyetler Korosu'nun bir sembol olduğunu ifade eden Özfırat, "O kadim topraklar tekrar gün yüzüne çıkacak ve dünyaya ibretialem olarak göstereceğiz, 'Bakın bu şehir küllerinden tekrar doğmuş' diyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Özfırat, çalışmalarına depremzedeler yararına konserlerle başlayacaklarını, ilk konserlerini Adana'da, sonra İstanbul'da vereceklerini, daha sonra Türkiye'nin diğer illerini dolaşacaklarını belirtti.

Amaçlarının deprem gerçeğini hatırlatmak ve kaybettikleri üyelerinin anısını yaşatmak olduğunu dile getiren Özfırat, şunları kaydetti:

"Biz toplamda 200 kişiydik, artık 193 kişiyiz, 7 canımızı kaybettik maalesef. En son 20 Şubat'ta 6,4'lük depremden sonra şehirden ayrılmak zorunda kaldık. Çünkü hem sarsıntılar hem yaşam şartları çok ağırlaştığı için herkes bir yere gitmek zorunda kaldı. Kimisi Mersin'e kimisi Adana'ya gitti, bizler İzmir'e geldik. Bir kısım arkadaş İstanbul'a ve diğer yerlere gittiler. Tek bir isteğimiz var, 3 ay, 5 ay, 6 ay hiç fark etmez, şehirde yaşam şartları oluşur oluşmaz hemen geri dönmek istiyoruz. Çünkü biz o şehre döndüğümüzde insanlara da örnek olacağımızı ve diğer gidenlerin de tekrar geleceğini düşünüyoruz."

Şarkıları ölenlerin ruhuna armağan

Konserlerdeki şarkıları artık kaybettikleri koro üyelerinin ruhuna armağan edeceklerini söyleyen Özfırat, Hirai Zerdüş'ün de seslendirdiği "Yara Bere" adlı şarkıyı da bu amaçla repertuvarlarına kattıklarını vurguladı.

Özfırat, şarkının sözlerinin depremlerle yerle bir olan Antakya'yı anımsattığını kaydederek, "Depremle o kadar özdeşleştirdim ki bu parçayı; 'Elim uzar / Ölüm çeker' diye sözleri var. Hep gözümün önünde bir baba var, kızının elini bırakmayan, o gelip duruyor. Hani o babanın çocuğunu bırakmaması gibi o parçayla da kaybettiğimiz arkadaşlarımızla aramızda bir köprü kurduğumuza inanıyorum." dedi.

Kaybettikleri koro üyeleri için mezar yaptırmayı istediklerini de söyleyen Özfırat, "Ölen arkadaşlarımızın şartlardan dolayı acilen gömülmeleri gerekiyordu. Ailelerinin Fatiha okuyabileceği bir mezarlarının olmasını istiyorum. Bunun da koronun görevi olduğuna inanıyorum." diye konuştu.

Koronun teknik koordinatörü Bedirhan Gök ise büyük acıları müzikle sarmak istediklerini, arkadaşlarının anısı için yeniden sahneye çıkacaklarını belirtti.