GÜNDEME BAKIŞ - Bayraklı Adliyesi önünde bir araya gelen çevreciler ve yurttaşlar yıllardır çevre mücadelesinin odağında yer alan santrale karşı “Termik santral istemiyoruz”, “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “İklimi değil sistemi değiştir” sloganları attı.
EGEÇEP Eş Sözcüsü Av. Arif Ali Cangı, Aliağa’daki ithal kömüre dayalı İzdemir Enerji Santralı-II hakkında verilen ÇED kararlarının hukuka aykırı olduğunu belirterek, İzmir Barosu ve 60 yurttaşla birlikte yeni bir dava açtıklarını söyledi.
Cangı, yaptığı açıklamada termik santralle ilgili bugüne kadar verilen tüm ÇED kararlarının mahkemeler tarafından iptal edildiğini, Anayasa Mahkemesi’nin ise özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmettiğini hatırlattı. “Ancak tüm bu kararlar yok sayıldı” diyen Cangı, son olarak 6 Mart 2025 tarihinde yine bir ÇED Olumlu kararı verildiğini vurguladı.
"BU TERMİK SANTRAL KANUNSUZDUR"
Cangı, “İzmir 5. İdare Mahkemesi, 22.03.2017 ve 28.12.2018 tarihli ÇED olumlu kararlarını iptal etti. Bu kararlar 5 Şubat 2025 tarihinde Bakanlığa tebliğ edildi. Ancak Anayasa’nın 138. ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesine rağmen kararlar uygulanmadı. Yine aynı genelgeye dayanılarak yeni bir ÇED süreci başlatıldı” dedi.
İtirazlara rağmen 14 Şubat’ta İDK toplantısının yapıldığını ve aynı gün 12.781 sayfalık ÇED raporunun uygun bulunduğunu söyleyen Cangı, “Mahkeme kararının uygulanması gereken son günden bir gün önce, 6 Mart’ta yeni bir ÇED olumlu kararı verildi. Bu, hukuku tamamen yok saymaktır” diye konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, santralin ruhsatsız çalıştığını tespit ettiğini belirten Cangı, “5 Mart 2025’te faaliyetten men edildi ama bu karar da hemen mahkemece durduruldu. Bu santral 2014’ten bu yana kanunsuz şekilde çalışıyor. Mahkeme kararlarını, Anayasa Mahkemesi kararını hiçe sayıyorlar. Minareyi çalan kılıfını da hazırlıyor” ifadelerini kullandı.
"ÇED KARARI KANUNSUZLUĞUN KILIFIDIR"
EGEÇEP olarak İzmir Barosu ve 60 yurttaşla birlikte 6 Mart 2025 tarihli yeni ÇED kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açtıklarını söyleyen Cangı, “Bakım nedeniyle 15 Nisan’a kadar faaliyetine ara veren termik santralin temelli kapatılmasını sağlayacak bir karar bekliyoruz. Bu kararı verecek olan mahkemeden hukuka ve aklımıza saygı bekliyoruz” dedi.
"BU BİR İKLİM KANUNU DEĞİL, ŞİRKETLERİN KANUNU"
Cangı, açıklamasında bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek olan İklim Kanunu teklifine de tepki gösterdi. “Bu teklif, iklim krizini durdurmak için değil, şirketlerin ihracatını güvenceye almak için hazırlandı” dedi.
Halkın ve bilim insanlarının sürece dahil edilmediğini söyleyen Cangı, “Bu kanun teklifi, halktan uzak, doğadan kopuk, bilimden bihaber bir metindir. İklim adaletini gözetmiyor, karbon ticaretini yasal zemine oturtuyor. Biz bu teklifi kabul etmiyoruz” dedi.
"GERÇEK BİR İKLİM KANUNU İSTİYORUZ"
TBMM’ye ve milletvekillerine seslenen Cangı, “İklim krizinin yükünü halk çekiyor, bedelini doğa ödüyor. Biz yaşamdan yanayız. Katılımcı, bilimsel ve doğayı önceleyen gerçek bir İklim Kanunu istiyoruz. Gelin bu kanunu birlikte hazırlayalım” dedi.