GÜNCEL

AK Partili Kayada'dan Yücel'e sert çıkış... Genlerinden atamadıkları darbecilik geleneği ile yeniden sahnede!

AK Parti İzmir Milletvekili Kaya, CHP İzmir Milletvekili ve Parti Sözcüsü Yücel'e yüklenerek, "TÜSİAD'ın ve İzmir'deki uzantılarının ifadeleri, yargıya müdahale, demokratik siyasete vesayetle set çekme amacı taşımaktadır. TÜSİAD'ın İzmir'deki uzantılarının demokratik siyasete müdahale anlamına gelen açıklamalarına ilk sahip çıkanın CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Deniz Yücel olduğunu görüyoruz" dedi.

AK Partili Kayada'dan Yücel'e sert çıkış... Genlerinden atamadıkları darbecilik geleneği ile yeniden sahnede!
Abone Ol

GÜNDEME BAKIŞ  - TÜSİAD Yöneticilerine yönelik yargı süreci devam ederken EBSO Meclis Başkanı İbrahim Gökçüoğlu'nun sözleri tartışma yaratmış, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygı, Gökçüoğlu'nu sert sözlerle eleştirmişti. CHP izmir Milletvekili ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel ise, Gökçüoğlu'na destek vermişti. 

CHP’li Yücel’den AK Partili Saygılı’ya ‘Gökçüoğlu’ tepkisi... İş insanlarına parmak sallamak acizlerin işidir! CHP’li Yücel’den AK Partili Saygılı’ya ‘Gökçüoğlu’ tepkisi... İş insanlarına parmak sallamak acizlerin işidir!

AK Partili Kırkpınar’dan Gökçüoğlu'na tepki... "Hukuk olmadığını söylemek riyakarlıktır" AK Partili Kırkpınar’dan Gökçüoğlu'na tepki... "Hukuk olmadığını söylemek riyakarlıktır"

Saygılı'dan EBSO Meclis Başkanı Gökçüoğlu’na: Kin dolu ağzınızdan vesayet köpükleri saçarak etrafı kirletmeyin Saygılı'dan EBSO Meclis Başkanı Gökçüoğlu’na: Kin dolu ağzınızdan vesayet köpükleri saçarak etrafı kirletmeyin

KAYA'DAN AÇIKLAMA

AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, 28 Şubat post modern darbenin yıldönümünde açıklama yaparak Yücel'e sert çıktı. Kaya şunları söyledi:

"Türk siyasi tarihinde "postmodern darbe" olarak kayıtlara geçen 28 Şubat 1997'deki MGK'nın üzerinden 28 yıl geçti.  28 Şubat süreci için birileri "bin yıl sürecek" dedi. Lakin, 3 Kasım 2002'de aziz milletimizin güçlü iradesini ortaya koymasıyla birlikte söz konusu meşum süreç sona erdi. 

İçinde siyasi, sosyal ve ekonomik boyutlarını barındıran 28 Şubat postmodern darbesi milyonlarca insanı mağdur etti, toplumda derin izler bıraktı. 

28 Şubat karanlığında gerçekleştirilen yolsuzluklar, usulsüzlükler, hortumlamalarla milletin bütün bir maddi varlığı tarumar edilerek ekonomik yönden tahribat yapılmıştır. 

Bir diğer tahribat da değerler üzerinde gerçekleştirilmiş, milletimizin bin yıllık medeniyet değerlerinden koparılması ve nesillerin köklerinden habersiz yetiştirilmesi için düşmanca tutum takınılmış ve hak-hukuk-adalet gibi kavramların ayaklar altına alındığı uygulamalara imza atılmıştır.  28 Şubat'ın tüm izlerini silen ve Türkiye'yi demokrasi yolculuğunda geri dönülmez bir kavşağa sokan AK Parti'nin elde ettiği başarılar, milletimizin darbecilere ve destekçilerine verdiği en büyük cevaptır. 

BAŞI TÜSİAD ÇEKTİ

28 Şubat sürecinde, bazı sendika, oda, dernek ve vakıflar darbe çığırtkanlığında rol almaktan geri durmamıştır. Hepimizin bildiği gibi, bunların başını TÜSİAD çekmiştir. Sivil siyasete verilen muhtıraya destek açıklaması yaparak cuntacılara destek vermişlerdir. Bu utanç verici sürecin taşeronluğunu yapmışlar, postmodern darbenin "silahsız kuvvetleri" olarak görevlendirilmişlerdir. 

DARBE DESTEKÇİLERİ UNUTULMAYACAK

TÜSİAD, milletin iradesine karşı duran, vesayete sinyal çakan tarihsel alışkanlığını devam ettirme niyetinde olduğunu son dönemdeki duruşuyla kamuoyuna hatırlatmıştır.  Türkiye, 27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta ve son olarak ise 15 Temmuz'da darbenin, anayasal demokrasiye ve sivil siyasete müdahalenin, millet iradesine saldırmanın farklı veçheleriyle karşılaşmıştır. Darbelere, olağanüstü dönemlere, demokrasiye yönelik bütün müdahalelere karşı demokrasiden, milli iradeden, haktan, halktan ve özgürlükten yana tavır alanları tarih kayıt altına almıştır.  Darbe destekçilerini, millet iradesine düşman olanları da tarihin sayfalarında görmek mümkündür. Bunlar da asla unutulmamıştır, unutulmayacaktır. 

Unutulmaması gereken bir diğer konu ise, son olarak 15 Temmuz'daki darbe girişimine karşı tankların, tüfeklerin ve silahların karşısında göğsünü siper eden kahraman milletimiz, bundan sonra da hiçbir darbe girişimine müsaade etmeyecektir. 

CILIZ DA OLSA İZMİR'DE SESLER YÜKSELDİ

TÜSİAD'ın malum yöneticilerinin buram buram vesayet özlemi kokan açıklamalarından sonra, İzmir'imizde de bazı benzer seslerin cılız da olsa yükseldiğine şahit olduk. TÜSİAD'cı ağababalarına özenerek, ağızlarında bir şeyler gevelemeye çalışanların histerik hezeyanları, İzmir'in demokrasi kültürüne yakışmamıştır. Türkiye'nin demokrasi tarihi içerisinde özgün bir yere sahip olan İzmir'imizde engin bir hoşgörü vardır, evrensel demokrasi kültürüne de saygı esastır. Ancak unutulmamalıdır ki, hiçbir demokratik değer ve evrensel özgürlük kriteri, siyasete balans ayarı vermeyi amaçlayan girişimleri hoş görmez. 

TÜSİAD'IN İZMİR UZANTILARI

TÜSİAD'ın ve İzmir'deki uzantılarının ifadeleri, yargıya müdahale, demokratik siyasete vesayetle set çekme amacı taşımaktadır. Bu sistematik tavır ve ifadeler, esasında özgürlüğe ve demokrasiye düşmanlığın bir göstergesidir. Gerçek bir özgürlük felsefesi, bu ilkelliklere asla izin vermez. Bunlar ne yaparlarsa yapsınlar, biz özgürlükten ve demokratik değerlerden yana olmaya devam edeceğiz. Her türlü ifade hürriyeti için, çoğulculuğa yürekten inanmış bir şekilde, 23 senede ilmek ilmek örerek oluşturduğumuz ortamı desteklemeye devam edeceğiz.  Son 23 yılda, büyük ve çetin mücadeleler sonucu tarihe gömdüğümüz vesayetin tekrar nüksetmesine fırsat vermeyiz, vermeyeceğiz. Vesayet odaklarına da, onların şakşakçılarına da geçit vermeyiz, vermeyeceğiz. 

DENİZ YÜCEL SAHİP ÇIKTI

TÜSİAD'ın İzmir'deki uzantılarının demokratik siyasete müdahale anlamına gelen açıklamalarına ilk sahip çıkanın CHP Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Sn. Deniz Yücel olduğunu görüyoruz. 

ŞAŞIRMADIK

Buna tabi ki şaşırmadık. Türkiye'deki bütün darbelerin ideolojik ve siyasi olarak yardım yataklığını CHP'nin yaptığı herkesçe maruftur.  Bu ülkenin tarihinde, millete zarar veren ne kadar demokrasi ve hukuk dışı oluşum varsa arkasında mutlaka CHP olmuştur. 

CHP, tarihinin hiçbir döneminde darbelere ve muhtıralara karşı milletin yanında yer almamıştır. Sırtını millete değil, vesayet odaklarına yaslayarak iktidar olmayı hedeflemiştir. 

Sn. Deniz Yücel'in söz konusu açıklamalarının satır aralarında, CHP'nin tarihten gelen bu alışkanlığını devam ettirdiğini açıkça görmekteyiz. 

CHP, genlerinden atamadığı darbecilik geleneği ile yeniden sahnededir.  Ancak Türkiye artık o eski Türkiye değildir.