Gündem

Afet bölgesinden İzmir'e gelen anne oğul kabusu anlattı: "İkinci depremde kent tamamen yıkıldı!"

Abone Ol

Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - Kahramanmaraş'ta yaşanan ikiz depremin 10 ilde yarattığı yıkımda arama kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmaları sürerken, bir yandan da bölge halkı için konteyner ve çadır kentler kuruluyor. Depremzedelerin afet bölgesinde barınma, ısınma, giyim ve gıda ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Başka illere gitme isteyen depremzedeler için de ücretsiz havayolu ve karayolu ulaşımı sağlanıyor. 

KARADAĞ AİLESİ MALATYA'DAN İZMİR'E GELDİ

Depreme Malatya'daki evlerinde uyurken yakalanan 12 yaşındaki Yusuf ve annesi Birgül Karadağ, afet bölgesinden İzmir'e geldi. Aile kabus gibi felakete ilişkin yaşadıklarını GÜNDEME BAKIŞ'a anlattı. 

"BAĞIRMAYA BAŞLADIM"

12 yaşında, 7. sınıf öğrencisi olan depremzede Yusuf Karadağ, uykusundan annesinin sesiyle uyandığını belirterek, "Annem 'Yusuf' diye bağırarak geldi. Ben o an fark ettim, gözümü açtım. Ağabeyim odama gelmişti, üzerine kendi yorganını almıştı. 2 -3 saniye avizeyi gördüm, çok şiddetli sallanıyordu, gardıroplar düşmek üzereydi. Onu fark edince bağırmaya başladım. Ağabeyimle birlikte yaşam üçgeni oluşturduk, ağabeyim üstümüzü yorganla kapattı. Sonra da annemle birlikte evden çıktık" dedi. 

"MERDİVENDE SIKIŞTIK"

7.7 büyüklüğündeki ilk depremin ardından Malatya'nın kırsal bölgesi olan Dilek semtine gittiklerini kaydeden küçük Yusuf, "Ardından beni babam aldı ve Dilek ilçesine dittik. Elektrikler geldikten birkaç sonra ikinci deprem oldu. Çok fazla artçı deprem oluyordu, biz artçı deprem sandık, yavaş olacak sandık, önce yavaş sallandı, sonra şiddeti arttı. Olduğumuz yer tek katlıydı, o yüzden hemen çıkabildik ama merdivende sıkıştık. Çünkü birinci depremin ardından Dilek'te çok kişi toplanmıştı. Merdivendeyken depremin şiddetli anına denk geldi, ben yürüyemedim orada" ifadelerini kullandı. 

"ÇÖKMEYEN BİNALAR DA ÇÖKMEK ÜZERE"

Afet bölgesindeki arkadaşlarına seslenen Yusuf Karadağ, "Çıkarken ayakkabı, terlik giyemedik. Malatya çok soğuktu, kar yağmıştı ve hala yağıyordu. Yalın ayak çıktık, ayakkabı giymeye fırsat olmadı, çok hızlı sallamaya başladı. O sırada Dilek'te çok fazla çöken bina oldu. İkinci depremden sonra Malatya çok kötü oldu. İkinci depremden sonra çok kötüydü. Oradaki arkadaşlarımın çoğu kaçtı ama ben orada olan arkadaşlarıma sesleniyorum, lütfen kendilerine dikkat etsinler. Binalarda çökmeyenler de çökmek üzere, o yüzden dikkat etmelerini istiyorum" diye konuştu. 

"YIKILAN BİNALARI GÖRMEYE BAŞLADIK"

Depremzede anne Birgül Karadağ ise deprem sabahına ilişkin, "Sabah depremle uyandık, ben bir şeyle uyandım ama neyle uyandığımı bilmiyorum. Hemen küçük oğlum Yusuf'un yanında soluğu aldım, büyük oğlum da geldi. Dışarı çıktık. O anda ne hissettiğimizi anlatamıyorum, sadece korku vardı. Dışarıda bir süre bekledik, artçılar oldu. Kız kardeşimi almaya gittik, o başka bir yerde kalıyordu. Malatya merkezde yıkılan binaları görmeye başladık ve durumun ciddiyetinin farkına varmaya başladık" açıklamasında bulundu. 

"YAKIN TANIDIKLARIMIZ ENKAZ ALTINDA KALMIŞTI"

Karadağ açıklamasını şöyle sürdürdü:

Yakın tanıdıklarımız enkaz altında kalmıştı. Hangi enkaza gideceğiz, ne yapayağız, şaşkınlık içindeydik. İkinci depremde dışarıdaydık. Çok dağıldık. Evlerimizin dağıldığını gördük. Bizim betonlarımız, sıvalarımız patladı, temelinin sağlam olduğu haberini aldık. En azından bir umudumuz var, tamir edip oturabiliriz. 

"İZMİR'E GELDİK"

İzmir'de arkadaşım var. Malatya'da bir süre kaldık ama idare edemedik, bir aile bir yere sığınamıyor, 5-6 aile bir araya geliyor. Oradaki bu durumu hafifletmek amacıyla, arkadaşım da çağırdı ve geldik. Evlerimizden hiçbir şey alamadık çıktık. 

"HERKES SİHİRLİ DEĞNEK BEKLİYOR"

Biz 2 gün köyde kaldık, yardımlar konusunda her şey en ince ayrıntısına kadar gelmişti bize. Çok karışık duygular yaşıyoruz, her şey zor, Allah herkesin yardımcısı oldu. Tek il değil, 10 il. Tabi ki bir şeyi birdenbire organize etmek çok kolay değil. Yollar karlıydı, buzluydu. Biz İzmir'e gelirken bile çok defa olumsuz hava koşulları, gizli buzlanma tehlikesiyle karşılaştık. Yavaş gelebiliyorsunuz. Dolayısıyla yapılan eleştiriler var, ben bunlara katılmıyorum. Her şey ancak bu kadar olabilirdi. Organize birdenbire olmuyor, 10 ilden bahsediyoruz. Bunların ilçeleri var. Herkes sihirli değnek bekliyor sanırım, böyle bir şeyin mümkün olmadığının bilincindeyim. Evet 2 gün çok zorlanıldı ama insanların bir bölgeye ulaşımı var, iki bu insanlar nereye yetişsin. 2. gün özel ihtiyaçlarımıza kadar her şey düşünülmüştü. Benim devletle, yardım edenlerle ilgili hiçbir eleştirim yok, biz şu anda psikolojik olarak kötü durumdayız. Devletin organizasyonu da çalışması da çok iyiydi"