Halime ERDOĞAN / GÜNDEME BAKIŞ - İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Meclis Üyesi ve Deprem Afet Komisyonu Üyesi, Barış Bükülmez, Kahramanmaraş merkezli yaşanan depremlerin ardından bölgede bilirkişi olarak yaptığı çalışmaları anlattı. Bilirkişi Bölge Kurulu'na kayıtlı inşaat mühendisi olan Bükülmez, "Yaklaşık 1 hafta kadar önce mesaj geldi, 'Her an bölgeye gidebilecek gibi hazır olun, maruzatınız varsa da raporla destekleyecek şekilde bilgilendirin' diye. Ertesi gün aradılar İzmir'den İstanbul'a oradan Maraş ve Adıyaman'a gittik. Bölgede büyük bir yıkım var. Biz orada bir yurtta kaldık. Bölgede görevlendirilen savcılar da oradaydı" dedi.
"BİNALARI KONTROL EDİP SİSTEME GİRDİK"
17 enkazda çalışma yaptığını aktaran Bükülmez, "Çok güzel bir sistem yapılmıştı, bir uygulama üzerinden gidilecek enkazların durumuna ulaşılıyordu. Sarı renkte olanlar gidilmesi gereken enkazlardı. Yeterli Karot ve demir numunesi alabiliyorsanız uygulamada o enkazı yeşile çeviriyorsunuz ve enkaz kaldırılabilir oluyor. Numune alamazsanız da kırmızıya da döndürüyorsunuz. O da Adalet Bakanlığı'ndan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na düşüyor. Bazı binalar kısmen yıkılmış, tehlike arz ettiği için numune alamıyorduk, kırmızıya çeviriyorduk, Çevre, Şehircilik Bakanlığı gidiyordu. Ben bu şekilde 17 enkaza gittim, afet bölgesinde 6 gün kaldım" diye konuştu.
"2000 ÖNCESİ YAPILARDI, SONRADAN ÇIKMA KATLAR VARDI"
Bükülmez, yıkılan binaların büyük çoğunluğunun 2000 yönetmeliği öncesinde yapılmış olduğunu ifade ederek, "Gittiğim 17 enkazdan 16 tanesi, yaptığımız tespitlere göre 2000 yılı öncesi yapılmış. Bunların tespitini neye göre yaptık, ilk önce donatıdan belliydi, düz donatı kullanılmıştı yani yönetmelik öncesiydi. 1 tanesi ise benim de çok dikkatimi çekti, detaylıca da inceledik. 5 katlı bir bina, bodrum katlı, zemininde dükkanlar vardı. Zemin kattaki kolonlardan kırılmış ve 3 metre doğrultusunda şaşmıştı. Kopan kolonlardaki demirler kopmuştu, 14'lük demirler kullanılmıştı. Kolonda 8 tane donatı vardı, 4 tanesi kopmuş, yan tarafa yatmış. Orada yaşayanlarla görüştüğümüzde kumun Fırat nehrinden alındığını söylediler. Binalarda sonradan çıkma katlar vardı. Bir binanın müteahhidi ile görüştüm, kendisi de orada yaşıyormuş, o da bodrum katlı bir binaydı. 'Ben burada kendim yaşadım, demiri, betonu çok iyi kullandım' dedi. Hakikaten de enkazda inanılmaz bir demir yoğunluğu vardı, dediği gibi yapmış. Ancak temelden kendi yapmamış, satın aldığında bodrum katı yapılmış, üst katları kendi çıkmış. Yani alt kat zayıf üst kat güçlü muhtemelen. Enkazın bodrumuna girilemiyordu zaten" dedi.
"İYİ BİR KOORDİNASYON VARDI"
Muhalefetten gelen "İhmal" ve "Gecikme" eleştirilerini de değerlendiren Bükülmez, "Ben gittiğimde bölgede ciddi bir çalışma vardı. Bizi bile koordine edip bölgeye ulaştırmaları çok profesyoneldi. Bu kadar kısa zamanda böyle bir uygulamanın yapılması da çok iyiydi" açıklamasında bulundu.
"İZMİR'DE DAHA BÜYÜK YIKIM YARATIR"
İzmir'de yaşanacak bir depremin sonuçlarının çok daha kötü olacağını anlatan Bükülmez, "Bu büyüklüğe yakın bir depremin Kahramanmaraş'ta yarattığı yıkımdan çok daha fazlasını burada yaratacağına inanıyorum. Göztepe, Konak'ta yollarımız çok dar. Müdahale etme şansı olamaz. Denizden müdahale edeceksiniz, içeriye giremezsiniz, havadan müdahale edeceksiniz, mümkün olmayan şeyler bunlar" ifadelerini kullandı.
"SİSMİK İZALATÖR YARIN FACİA YARATABİLİR"
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin deprem ve afete yönelik çalışmalarını da değerlendiren Bükülmez, "İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisinde bir konu var, sismik izolatör kullanımı... Ben Deprem Afet Komisyonu üyesiyim, orada da bu konu gündeme geldi. Çok ilginç, hiç hazırlanılmamış önergeye, tahmin ediyorum bürokratlar hazırlamışlar. Bilimsel hiçbir dayanağı yok, karşı çıktım. Birkaç komisyondan geçmiş ama bizim komisyonda ben bu şekilde geçeceğine inanmıyorum. Sismik izolatörün yüksek katlı binalarda nasıl bir davranış göstereceği henüz belirsiz. Bunun üzerinde ciddi çalışmalar yapılması gerekiyor. 'Biz Türkiye'deki belediyeler arasında ilk deprem önlemini almak için sismik izolatörü getirdik vavv' olarak yaklaşırsak olaya hepimize geçmiş olsun. Çünkü yarın bir gün bu facia yaratabilir" dedi.
"ODA İLE YAPILAN ÇALIŞMA 'GÜVENLİ' SONUCUNU VARMEZ"
Bükülmez açıklamasını şöyle sürdürdü:
Mikrobölgeleme çok güzel bir çalışma, yapılması lazım, daha önceden yapılmalıydı ama bugün yapılıyor güzel. Mühendisler odası ile yaptıkları envanter çıkarma ya da yapı stoku ile ilgili çalışma, bunu yapı malikine bildirme ya da binaların üzerine 'Bu bina risklidir' demek çözüm değil. Binanın üstüne yazıyı yapıştırdığınızda o yazı orada 1 saat durmaz. Sökeceklerdir hemen, görüyoruz bunları. Yani bu şekilde yaptıkları tespitle olmaz.
"DAİRELER GİRİLMİYOR, DIŞARIDAN BAKILIYOR"
Bu iş taşere ediliyor aslında. Büyükşehir, Oda ile birlikte yapıyor, oda da talep eden mühendislere veriyor. ODTÜ'lü hocalar bir program geliştirmiş, arkadaşlar da binanın projesini belediyeden alıyor, sisteme yüklüyor ve ona göre tahkikatını yapıyorlar ama o projeye göre o yapı yapılmış mı, yapılmamış mı, binanın kolonu, kirişi yerinde mi değil mi, bunun tespiti yok. Yapılan çalışmada bütün dairelere tek tek girilmiyor, hiçbirine bakılmıyor. Dışarıdan bakılıyor, proje üzerinden bakılıyor, bu şekilde de tespit mümkün değil, bir fikir verir sadece. Sen bu fikirle gidip orada yaşayan vatandaşa 'Senin yapı fena gözükmüyor' dediğinde, o vatandaşa güven veriyorsun Büyükşehir Belediyesi olarak. Vatandaş güvendeyim sanıp hayatına devam edecektir. Vatandaşa 'Bu yapı güvenli' dediğimiz zaman o yapının gerçekten güvenli olması lazım, bu yapılan çalışmayla bunu söyleyebilmek mümkün değil.